İzmir Barosu’ndan geciken yargı uyarısı: Adalet zamana yenilmemeli

İzmir Barosu, 04.09.2025 tarihli açıklamasında yargılamaların gecikmesinin adalete ve yurttaşların hak arama özgürlüğüne etkilerini vurguladı; uzmanlaşma, kapasite artışı, usul reformu ve istinafta yeniden tasarım çağrısı yaptı.

İzmir Barosu’ndan  geciken yargı  uyarısı: Adalet zamana yenilmemeli

İzmir Barosu’ndan “geciken yargı” uyarısı: Adalet zamana yenilmemeli

İYİ AVUKAT / İZMİR, TÜRKİYE

Açıklamanın özeti ve bağlam

İzmir Barosu, 04 Eylül 2025’te yaptığı açıklamayla yargılamaların makul sürede tamamlanamamasının yarattığı adalet kaybına dikkat çekti. Baro yönetimi, mesajını 2025–2026 Adli Yılı açılışındaki konuşmada yargı süreçlerinin uzamasına vurgu yapan Yargıtay Başkanı’nın sözlerini hatırlatarak temellendirdi ve “geciken yargı, bekleyen adalet” tablosunun ülke çapında acil yapısal müdahale gerektirdiğini belirtti. Açıklama, adliye binasında düzenlenen eylem ve basın bilgilendirmesi eşliğinde kamuoyuna duyuruldu.

Baro’nun temel tespitleri

Metinde ilk sırada, nüfus artışı ve sosyo-ekonomik dinamiklerin öngörülebilir biçimde dosya sayılarını yükseltmesine karşın hâkim, savcı, mahkeme ve kalem personeli sayısının aynı hızda artırılamaması gösterildi. Yargı birimlerinin ağır iş yükü altında karar vermeye zorlanmasının hem hız hem de isabet açısından ciddi sakıncalar doğurduğu, “geç gelen adaletin adalet olmadığı” ilkesinin fiilen zedelendiği ifade edildi. Baro, sürecin uzamasının yalnızca vatandaşları değil, yıllara yayılan emek ve gelir kaybı nedeniyle avukatları da doğrudan etkilediğini vurguladı.

Uzmanlaşma, atama pratiği ve usul hükümleri

Açıklama, hâkim ve savcıların kısa aralıklarla yer değiştirmesi ve belirli alanlarda uzmanlaşma fırsatı bulamamasını yargılamaları yavaşlatan başlıca nedenlerden biri olarak sıraladı. “Ağır ceza başkanlığından iş mahkemesine” benzeri ani görevlendirmelerin kurumsal hafızayı zayıflattığı, dosya kalitesini ve süre yönetimini olumsuz etkilediği kaydedildi. Ayrıca, mevcut usul kanunlarında yargılamayı gereksiz yere uzatan hükümler bulunduğu; bu başlıklarda kapsamlı ve veriye dayalı değişikliklerin ertelendiği belirtildi.

İstinaf mahkemelerine eleştirel değerlendirme

Baro, istinaf mahkemelerinin kuruluş amacının “yargıyı hızlandırmak” olmasına rağmen, uygulamada dosya yükünün sürdürülemez seviyelere ulaştığını savundu. Binlerce dosyaya bakan hâkimlerin bilimsel olarak makul sayılabilecek sürelerde nitelikli karar üretmesinin beklenemeyeceği; bu nedenle ikinci derece yargılamanın da fiilen tıkandığı ifade edildi. Bu tablo, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların dahi yıllara yayılan inceleme takvimleriyle sonuçlanmasına yol açarak “çifte gecikme” yarattığı şeklinde yorumlandı.

Toplumsal yansımalar ve adalete güven

Metin, yargılamaların uzamasının yurttaşlarda çaresizlik duygusunu artırdığını, “hak arama yollarına başvurmama” ve “hakkı kendi alma” eğilimlerini beslediğini vurguladı. Boşanma, alacak, ceza yargılaması gibi gündelik hayatı doğrudan etkileyen dosyalarda sonuçların yıllara yayılması; bireylerin sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan yıprandığı örneklerle somutlaştırıldı. Baro, adaletin zamanında tecelli etmesinin, adalete güvenin yeniden tesisinde vazgeçilmez bir eşik olduğunu hatırlattı.

Reform çağrısı ve önerilen yol haritası

İzmir Barosu, geniş tabanlı ve kalıcı bir yargı/yargılama reformunun “acil” olduğunu belirterek şu başlıklara odaklanılması gerektiğini bildirdi: kapasite ve insan kaynağında sürdürülebilir artış; görevde uzmanlaşmayı güçlendiren atama-rotasyon politikaları; yargılamayı hızlandıran usul iyileştirmeleri; istinafta dosya yönetimi ve iş akışlarının yeniden tasarımı; ölçülebilir performans göstergeleri ve şeffaf raporlama. Baro, yargının kurucu unsurları olan hâkim-savcı-avukatların birlikte çalışmadığı hiçbir modelin başarı şansının bulunmadığını vurgulayarak, “adaletin zamana yenilmemesi” için kapsayıcı bir müzakere ve eylem planı çağrısında bulundu.


www.iyiavukat.net