SMA ve kanser ilaçlarını yerli üretelim: Sendikadan güçlü çağrı
Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, şehir hastanelerinin kamusallaştırılması, görev tanımlarında netlik, Bozyaka’nın yıkımı sonrası geçiş planı ve SMA–kanser ilaçlarında yerli üretim çağrısıyla sağlıkta şeffaf, sürdürülebilir bir model talep etti.
“SMA ve kanser ilaçlarını yerli üretelim”: Sendikadan güçlü çağrı
YEREL GÜNDEM / İZMİR
Şehir hastanelerine “kamusallaştırma” vurgusu
Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Son Mühür TV’de yayımlanan Sıcak Bakış programında sağlık sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şehir hastaneleri modelinin Türkiye’ye uygun olmadığını ve kamusallaştırılması gerektiğini söyledi. Doğruyol, Sayıştay raporlarındaki tespitlere atıfla, alınmayan hizmetler ve fazla ödemeler iddialarının kamu denetimiyle açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtti. Temizlikten güvenliğe, hasta taşımadan bilişime kadar yüklenici hizmetlerde personel sayılarının sözleşme ile fiili uygulama arasında farklılık gösterdiğini savunan Doğruyol, “Kontrol mekanizması zayıf kaldıkça eksiklik ve aksaklıklar sürer” dedi.
“Mobbing” ve görev tanımlarında netlik çağrısı
Sağlık kurumlarında çalışanlara yönelik mobbing iddialarının sürdüğünü dile getiren Doğruyol, yoğun bakım gibi kritik birimlerde keyfi uygulamaların kabul edilemez olduğunu ifade etti. İzmir Şehir Hastanesi’nde anestezi teknikerlerinin hasta sevkinde görevlendirildiği iddiasını örnek göstererek, her meslek grubunun görev tanımının mevzuatla açık olduğunu hatırlattı: “Hekim hemşire işi yapamaz, hemşire teknik görev üstlenemez; anestezi uzmanı anesteziyle ilgilenir. Sorunlar önce diyalogla çözülmeli; olmazsa kamuoyuna taşınmalı.” Doğruyol, sözlü tartışmalar ve hiyerarşik baskı yerine yazılı süreçlerin işletilmesinin kurumsal kültür açısından zorunlu olduğunu vurguladı.
Bozyaka’nın yıkımı, yeni hastane takvimi ve riskler
1995’te açılan Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin depreme dayanıksızlığı gerekçesiyle yıkım sürecine girdiğini hatırlatan Doğruyol, “400 yataklı yeni devlet hastanesi planlanıyor; ancak bu tür projeler en az birkaç yıl sürüyor. Kurumsal hafızanın korunması ve vatandaşın mağdur edilmemesi için geçiş planı net olmalı” değerlendirmesini yaptı. İzmir Eğitim Diş Hastanesi’nin boşaltma kararının uygulanmamasını da sorgulayan Doğruyol, şehirde depreme dayanıklılık, 112 istasyonları ve aile sağlığı merkezlerinin fiziki koşulları gibi başlıklarda “hızlı çözüm” takvimi istedi.
Yönetimde süreklilik ve yerel deneyim tartışması
Yeni İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Ayhan Kul’a görevinde başarı dileyen Doğruyol, büyükşehirlerde dışarıdan gelen bürokratların sistemi ve kurumları tanımasının zaman aldığını, İzmir özelinde mevcut sorunların hızla ele alınması için yerel deneyimin değerli olduğunu söyledi. Sendika, liyakat ve performans temelli yönetim anlayışının güçlendirilmesi gerektiğini, yanlış uygulamalara imza atan yöneticilerin görevden el çektirilmesinin hizmet kalitesi açısından önem taşıdığını belirtti.
Aile hekimliği ve eczacılıkta süregelen sorunlar
Aile hekimliği uygulamasında maaş kesintileri, artan iş yükü ve “mobbing” şikâyetlerinin sürdüğünü ifade eden Doğruyol, vatandaşın birinci basamak hizmetlere yönlendirilmesi için randevu ve rapor süreçlerinin sadeleştirilmesini önerdi. Sağlık çalışanlarının raporlarının keyfi biçimde sorgulanmaması gerektiğini söyleyen Doğruyol, hakem hastanesine sevk gibi işlemlerde yazılı tebligat zorunluluğuna dikkat çekti. İzmir Eczacı Odası seçimlerini de anımsatan Doğruyol, yeni yönetime başarı dileyerek ilaç tedarik zincirindeki kırılganlıkların eczacıları ve hastaları doğrudan etkilediğini, koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“SMA ve kanser ilaçları için yerli üretim” talebi
Programın en çarpıcı başlıklarından biri, SMA ve kanser ilaçlarına erişim oldu. Doğruyol, “Keşke SMA ve kanser ilaçlarımızı kendimiz üretsek ve dışarıya para kaçırmasak” diyerek, kritik ve yüksek maliyetli tedavilerde yerlileşme ve teknoloji transferi odaklı bir sanayi politikasının hayata geçirilmesini istedi. Aşı tedarikindeki sıkıntıları anımsatıp geçmişte Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün üstlendiği üretim kapasitesine işaret eden Doğruyol, yeni nesil aşı–ilaç Ar-Ge merkezleri, kamu–özel ortaklıkları ve stratejik teşvik paketleriyle Türkiye’nin bağımlılığı azaltabileceğini söyledi.
“Kaynak planlaması ve şeffaflık şart”
2025 bütçesinde şehir hastanelerine ayrılan paya dikkat çeken sendika, aynı kaynakla eğitim–araştırma hastanelerinin güçlendirilmesi, yoğun bakım ve acil hatların yaygınlaştırılması, birinci basamak ve halk sağlığı altyapısının modernizasyonunun hızlanabileceği görüşünü dile getirdi. Doğruyol, “En iyi sağlık hizmeti vatandaşa en yakın noktada sunulandır. Kaynağın nereye harcandığını ölçen, denetleyen, şeffaf bir model kurmak zorundayız” ifadesini kullandı.













