1915 Tehciri ve Ermeni Meselesi: Tarihi gerçeklik, propaganda ve kimlik çatışması

1915 Tehciri ve Ermeni Meselesi, Türk Yurdu dergisinin Nisan 2025 özel sayısında tarihi, arşiv belgeleri ve akademik yaklaşımlarla ele alındı. Diaspora propagandası, tehcirin nedenleri ve Osmanlı-Ermeni ilişkileri çok yönlü incelendi.

1915 Tehciri ve Ermeni Meselesi: Tarihi gerçeklik, propaganda ve kimlik çatışması

1915 Tehciri ve Ermeni Meselesi: Tarihi gerçeklik, propaganda ve kimlik çatışması

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Her yıl Nisan ayında hararetle tartışılan “Ermeni meselesi”, bu yıl Türk Yurdu dergisinin özel sayısıyla yeniden gündeme taşındı. Tehcirin nedenleri, Ermeni diasporasının etkisi, Osmanlı arşivlerinin verileri ve propaganda mekanizmaları çok yönlü şekilde ele alındı.

1915 olayları, tarihsel bağlamından koparılarak dünya kamuoyunda siyasi bir koz olarak kullanılmaya devam ederken, Türk akademisyenlerin kaleme aldığı araştırmalar, meselenin özüne ve çok boyutlu dinamiklerine ışık tutuyor. Bu yıl Türk Ocakları’nın yayın organı Türk Yurdu Dergisi, “1915 Tehciri ve Ermeni Meselesi - Diaspora, Propaganda ve Kimlik İnşası” başlığıyla yayımladığı Nisan 2025 tarihli özel sayısında meseleye kapsamlı bir yaklaşım sundu.

Tehcir bir güvenlik tedbiri miydi?

Osmanlı arşivlerine derinlemesine hâkimiyetiyle tanınan Prof. Dr. Yusuf Sarınay, tehcir kararının planlı bir yok etme eylemi değil, dönemin savaş koşulları ve güvenlik endişeleri doğrultusunda alınmış geçici bir önlem olduğunu ifade ediyor. Sarınay’a göre, Birinci Dünya Savaşı’nın en sıcak cephesinde, Ermeni örgütlerinin Ruslarla iş birliği yapması ve Osmanlı askerlerine karşı silahlı kalkışmalar gerçekleştirmesi, merkezi yönetimi bu kararı almaya itti.

İttihatçılar ile Taşnaklar neden yollarını ayırdı?

Prof. Dr. Necla Günay ise İttihat ve Terakki ile Taşnak örgütünün başlangıçta iş birliği içerisinde olduğunu, ancak milliyetçiliğin yükselmesiyle bu ittifakın sona erdiğini vurguluyor. Tanzimat sonrası Osmanlıcılık fikrinin devletin bekası için bir umut olduğu dönemde bile, ayrılıkçı eğilimlerin önüne geçilemediği gözlemleniyor.

Diaspora ve hafıza inşası

Türk Yurdu’nun Genel Yayın Yönetmeni Ayşegül Büşra Paksoy, bugünkü Ermeni diasporasının tarihi olayları propaganda aracına dönüştürdüğünü belirterek, Ermeni halkının sağduyusunun diaspora temsilcileri ve terörle bağı olan örgütler tarafından perde arkasına itildiğini ifade ediyor. Paksoy, “Eğer Türkler Ermenilere kötülük yapmak isteseydi bunu güçlerinin zirvesindeyken yapabilirlerdi ama yapmadılar” diyerek, Osmanlı'nın tebaası olan Ermenilere uzun yıllar boyunca nasıl adil davranıldığını hatırlatıyor.

Karabağ savaşı ve Ermeni toplumu

Paksoy, Karabağ savaşını örnek göstererek, Ermenistan halkının siyasi körlük içerisinde hareket ettiğini ve diaspora baskısıyla rasyonel kararlar alamadığını söylüyor. Paşinyan gibi bir liderin kaybettirdiği savaşa rağmen yeniden seçilmesini, halkın Türk düşmanlığı üzerine inşa edilen duygusal refleksiyle açıklıyor.

Rusya-Ermeni ilişkileri: Kullan ve bırak politikası

Prof. Dr. Ömer Turan ise, Rus arşivlerinden ve bir Ermeni ihtilalcinin anılarından yola çıkarak, Rusya'nın Ermenileri Kafkasya cephesinde sadece kendi çıkarları için kullandığını belirtiyor. Erzurum işgali sonrası Ermeni birliklerinin dağıtılması, verilen sözlerin tutulmaması, bu stratejinin açık göstergesi olarak sunuluyor.

Tarihi yalnız devlet değil toplum da sorgulamalı

Türk Yurdu dergisinin bu sayısı, tarihi yalnızca siyasi tezlerle değil, belgeler ve akademik analizlerle anlamaya çalışanlar için bir kaynak niteliği taşıyor. "Hepimiz Ermeniyiz" sloganlarıyla meseleyi yalnızca tek yönlü gören kesimlerin, bu özel sayıdaki makaleleri dikkatle incelemesi gerektiği vurgulanıyor.

Özellikle tehcir kararının savaşın karmaşık yapısı içinde, çok uluslu bir imparatorluğun parçalanma sürecinde alınmış bir önlem olduğunu ortaya koyan belgeler, olaylara farklı bakış açısı sunmak isteyenler için önemli bir başvuru kaynağı oluşturuyor.

www.yerelgundem.com