TÜSİAD’ın Çıkışı ve Hükümetin Tepkisi: Türkiye Ekonomisinde Yeni Gerilim

TÜSİAD’ın son ekonomik değerlendirmeleri ve hukukun üstünlüğü vurgusu, hükümetin sert tepkisini çekti. İktidarın "en güçlü karşılığı vereceğiz" açıklaması ve başlatılan soruşturmalar, iş dünyası ile hükümet arasındaki gerilimi artırıyor. Ekonomik istikrar için hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı vurgusu giderek önem kazanıyor.

TÜSİAD’ın Çıkışı ve Hükümetin Tepkisi: Türkiye Ekonomisinde Yeni Gerilim

TÜSİAD’ın Çıkışı ve Hükümetin Tepkisi: Türkiye Ekonomisinde Yeni Gerilim

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Türkiye’nin en büyük iş dünyası örgütü olan TÜSİAD, son yaptığı açıklamalarla hükümetin sert tepkisini çekti. Yüksek enflasyon, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve ekonomik belirsizlikler konularında eleştiriler getiren TÜSİAD yönetimi, iktidar tarafından “vesayetçi” olmakla suçlandı. Peki, bu tartışma sadece bir iş dünyası-hükümet çekişmesi mi, yoksa Türkiye’nin ekonomik ve siyasi geleceği için daha büyük anlamlar mı taşıyor?


TÜSİAD’ın Uyarıları: Ekonomik İstikrar ve Hukukun Üstünlüğü

TÜSİAD Başkanı Orhan Tuna ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, Türkiye ekonomisinin gidişatı ve hukuki altyapıya dair kritik açıklamalarda bulundu. Özellikle hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve adalet sisteminin ekonomiye etkileri konusunda yapılan vurgular, iş dünyasının temel taleplerini özetler nitelikteydi.

TÜSİAD, "Perspektif 2025" raporunda şu dört başlığa dikkat çekti:

  • Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı
  • Adalete güvenin yeniden tesis edilmesi
  • Öngörülebilir hukuki ve idari süreçler
  • İfade ve basın özgürlüklerinin güçlendirilmesi

Bu maddeler, uluslararası yatırımcıların da Türkiye'ye yönelik temel beklentileri arasında yer alıyor. Ekonomide belirsizlikler arttıkça, yabancı sermaye Türkiye’den çekiliyor veya yeni yatırımlardan kaçınıyor.


Hükümetin Tepkisi: “En Güçlü Karşılığı Vereceğiz”

İktidar cephesinde TÜSİAD’a yönelik tepkiler ise sert oldu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD’ın açıklamalarını eleştirerek "en güçlü karşılığı vereceğiz" ifadesini kullandı. Savcılığın, Ömer Aras hakkında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma" suçlarından soruşturma açması, iş dünyası ile hükümet arasındaki gerilimi daha da artırdı.

Bu durum, özellikle 2021 yılında uygulamaya konulan "faiz sebeptir" politikasının iş dünyası tarafından eleştirilmesine karşı gösterilen tepkileri hatırlattı. O dönemde TÜSİAD, faiz indirimlerinin enflasyonu artıracağı yönünde uyarılarda bulunmuş, ancak hükümet "bizimle mücadele edemezsiniz" diyerek bu eleştirilere sert tepki vermişti. Gelinen noktada, Mehmet Şimşek’in yönetiminde rasyonel politikalara dönüş başladı, ancak bu dönüş büyük ekonomik kayıpların ardından gerçekleşti.


Mehmet Şimşek ve Rasyonel Politikalar: TÜSİAD Haklı Çıktı mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" söylemiyle şekillenen ekonomi politikaları, Türkiye ekonomisinde yüksek enflasyon, TL'nin aşırı değer kaybı ve yatırımcı güveninin sarsılması gibi sorunlara yol açtı.

Ancak 2023 seçimlerinin ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesiyle birlikte, hükümet ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüş yaptı. Faiz artırımları, sıkı para politikası ve enflasyonla mücadele programı, TÜSİAD’ın uzun süredir dile getirdiği önerilere benzerlik gösteriyor.

Özetle, TÜSİAD’ın üç yıl önce yaptığı uyarılar bugün hükümetin uyguladığı politikalarla örtüşüyor. Ancak, hükümet cephesinden bu gerçeğin kabul edilmesi yerine, iş dünyasına yönelik baskıların devam ettiği gözlemleniyor.


Türkiye’nin Geleceği: İş Dünyası ile Hükümet Çatışması Sürer mi?

Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından kritik olan soru şu: İş dünyası ile hükümet arasındaki bu gerilim devam eder mi?

  • Eğer hükümet, ekonomik istikrar için TÜSİAD’ın önerdiği hukuki reformları hayata geçirirse, yabancı yatırımcı güveni artabilir.
  • Ancak, TÜSİAD gibi kurumlara yönelik baskılar devam ederse, Türkiye'deki yatırım ortamı daha da zayıflayabilir ve ekonomik büyüme yavaşlayabilir.

Sonuç olarak, hükümetin hukuk devleti ilkelerini güçlendirmesi ve iş dünyasının önerilerine kulak vermesi, ekonomik istikrar açısından kritik bir dönemeç olacak. TÜSİAD’ın açıklamaları, sadece bir iş dünyası bildirisi olarak değil, Türkiye’nin demokratik ve ekonomik geleceğine yönelik bir yol haritası olarak görülmeli.

www.yerelgundem.com

KAYNAK: TAHA AKYOL / KARAR