ABD ve İran Umman'da Nükleer Anlaşma İçin Masada
ABD ve İran, Umman’da nükleer müzakerelere yeniden başladı. Görüşmelerde İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi karşılığında yaptırımların hafifletilmesi ele alınıyor. Trump askeri müdahale tehdidinde bulunuyor.

ABD ve İran Umman'da Nükleer Anlaşma İçin Masada
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Trump Yönetimi Sert, İran Temkinli: Görüşmeler Arabulucular Üzerinden Yürütülüyor
ABD ve İran, yıllar sonra ilk kez Umman’ın başkenti Maskat’ta yeniden müzakere masasına oturdu. Görüşmelerin temel amacı, İran’ın nükleer programından vazgeçmesi karşılığında ekonomik yaptırımların hafifletilmesi. Ancak taraflar aynı masada oturmuyor. Müzakereler, Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi'nin arabuluculuğuyla yürütülüyor.
İran heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, ABD heyetine ise eski başkan Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff liderlik ediyor. Trump’ın, müzakerelere rağmen uzlaşı sağlanamaması durumunda askeri müdahale seçeneğini açık tuttuğunu belirtmesi, görüşmelere gölge düşürdü.
Yeni Şartlar, Eski Gerilimler
Trump’ın ilk döneminde ABD, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmişti. O dönem anlaşma, İran’a nükleer enerjiye sivil kullanım izni tanıyor, karşılığında nükleer silah edinmesini engelliyordu. Yeni dönemde Washington, İran’ın nükleer programını tamamen sonlandırmasını talep ediyor.
Witkoff, Wall Street Journal’a verdiği demeçte “Bu kez İran’ın nükleer programdan tamamen vazgeçmesini istiyoruz ama makul bir uzlaşıya da açığız” dedi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu verilerine göre İran, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 274 kilogram uranyuma sahip. Bu seviye, nükleer silah üretimi için gereken yüzde 90 düzeyine oldukça yakın.
İran: Gerçek ve Adil Bir Anlaşma İstiyoruz
İran cephesi ise müzakerelere daha temkinli yaklaşıyor. İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in danışmanı Ali Şemhani, “Gerçek ve adil bir anlaşma için buradayız. Eğer ABD samimi olursa uzlaşı mümkün” dedi.
İran, yaptırımların hafifletilmesiyle hem ekonomik krizi aşmayı hem de rejimin halk desteğini yeniden kazanmasını amaçlıyor. Bu nedenle müzakerelerin sonucu, Tahran açısından sadece nükleer program değil, aynı zamanda iç siyasetin geleceği açısından da kritik önemde.
Askeri Müdahale Tehdidi Gölge Düşürüyor
Trump, müzakerelerin başlamasından saatler önce yaptığı açıklamada İran’a üstü kapalı tehditte bulundu: “İran'ın mutlu bir ülke olmasını istiyorum. Ama gerekirse askeri müdahalede bulunuruz.” Bu sözler, görüşmelerin seyrini etkileyebilecek nitelikte.
ABD, ayrıca İran’ın sadece nükleer programını değil, bölgedeki milis güçlere verdiği desteği de kesmesini istiyor. Fransız uzman Karim Bitar’a göre, Washington’un nihai hedefi İran’ı hem nükleer hem de jeopolitik düzeyde sınırlamak.
Bölgede Düşük Gerilim, Yüksek Belirsizlik
Ummanlı kaynaklara göre taraflar, bölgesel tansiyonun düşürülmesi, mahkûm takası ve yaptırımların aşamalı hafifletilmesini de gündemlerinde tutuyor. Ancak taraflar arasındaki güven eksikliği, süreci kırılgan hale getiriyor.
Bu müzakereler, sadece Tahran ve Washington değil, İsrail, Suudi Arabistan, Avrupa Birliği ve Çin gibi çok sayıda aktör tarafından da dikkatle takip ediliyor. Nükleer programın geleceği kadar, Orta Doğu’nun istikrarı da bu görüşmelere bağlı.