Kiev'de Kanlı Saldırı: 12 Ölü, Trump’tan Putin’e Dur! Çağrısı
Rusya'nın Kiev'e düzenlediği ölümcül saldırının ardından ABD Başkanı Trump, Putin’e sosyal medya üzerinden “DUR” çağrısı yaptı. Barış görüşmeleri Kırım nedeniyle tıkanırken, Trump ve Avrupa liderlerinin açıklamaları dikkat çekti.

Kiev'de Kanlı Saldırı: 12 Ölü, Trump’tan Putin’e “Dur!” Çağrısı
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Rusya’nın Kiev’e saldırıları sürüyor, ABD Başkanı Trump barış için Putin’e seslendi
Rusya’nın Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yönelik düzenlediği son füze ve insansız hava aracı saldırısı, 12 sivilin hayatını kaybetmesine, 90’dan fazla kişinin yaralanmasına neden oldu. Bu, Temmuz 2024’ten bu yana Kiev’deki en ölümcül saldırı olarak kayıtlara geçti. Saldırı sonrası şehirde büyük çapta yıkım meydana gelirken, enkaz altından kurtarma çalışmaları sürüyor.
Bu gelişmelerin ardından ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da sert bir mesaj yayımlayarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “DUR!” çağrısı yaptı. Trump mesajında, “Kiev'deki Rus saldırılarından memnun değilim. Gereksiz ve çok kötü bir zamanlama. Vladimir, dur! Haftada 5000 asker ölüyor,” ifadelerine yer verdi.
Barış sürecinde ilerleme yok: Suçlama ve gecikmeler
Trump, Ukrayna ile Rusya arasında devam eden barış görüşmelerine dair de önemli açıklamalarda bulundu. ABD’nin öncülüğünde sürdürülen müzakere çabalarının sekteye uğradığını belirten Trump, gecikmenin sebebini Ukrayna tarafının Kırım konusundaki katı tutumuna bağladı.
Çarşamba günü yaptığı bir açıklamada, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin Kırım’ın Rusya’ya bırakılmasını kabul etmemesi nedeniyle anlaşmanın sağlanamadığını iddia etti. Zelenskiy ise Ukrayna’nın 44 gün önce ABD’nin ateşkes teklifini kabul ettiğini, ancak Rusya’nın saldırılarına devam ettiğini vurguladı.
Zelenskiy, daha önce yaptığı açıklamalarda da işgal altındaki toprakların Rusya’ya bırakılmasının ülkesinin “kırmızı çizgisi” olduğunu açıkça belirtmişti.
Trump’ın Putin'e ilgisi, Avrupa’nın rahatsızlığı
Trump’ın Putin’e doğrudan “dur” çağrısı yapması, kendi yönetiminin Rusya’yla işbirliğine açık tutumuyla çelişiyor. Trump, daha önce Putin’in “elinde kartlar olduğunu” savunarak, Zelenskiy’e kıyasla onunla anlaşmanın daha kolay olabileceğini söylemişti. Bu tutumu, Avrupa başkentlerinde rahatsızlık yaratıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Madagaskar ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Putin’in “barış istiyorum” diyerek Kiev’i bombalamaya devam etmesini “mantıksız” bulduğunu ifade etti. Macron, “Amerikalıların öfkesi yalnızca bir kişiye odaklanmalı: Putin,” dedi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine da, Trump’ın açıklamalarına yanıt vererek, “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü müzakere konusu olamaz. Müzakereye açık olmayan taraf Rusya’dır,” ifadelerini kullandı.
ABD, müzakerelerde topu Ukrayna’ya mı atıyor?
Geçtiğimiz hafta Paris’te yapılan görüşmelerde ABD’li yetkililerin Rusya’nın işgal ettiği toprakları elinde tutmasına olanak tanıyacak bir barış taslağı sunduğu iddiaları uluslararası medyada geniş yer bulmuştu. Ancak bu öneri, Ukrayna ve Avrupa ülkeleri tarafından oldukça temkinli karşılandı.
Trump’ın Zelenskiy ile görüşmelerde “daha kolay anlaşılır” beklentisinin boşa çıkması, ABD iç siyasetinde de farklı tepkilere yol açtı. Özellikle Trump’ın savaşın uzamasından dolaylı olarak Ukrayna’yı sorumlu tutan açıklamaları, Kongre’de bazı Cumhuriyetçiler arasında da bölünmeye yol açtı.
NATO ülkeleri teyakkuzda, Norveç devrede
Trump, Perşembe günü ilerleyen saatlerde Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ile bir araya gelerek Ukrayna’daki savaş, NATO iş birliği ve ekonomik ilişkileri görüşecek. Norveç, hem NATO’nun önemli üyelerinden biri hem de Ukrayna’ya verdiği güçlü destekle tanınıyor. Gahr Støre, görüşmeden önce yaptığı açıklamada, “Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barış için ABD ile yakın temas şart,” dedi.
Ukrayna’daki savaşın küresel güç dengelerini ve uluslararası diplomatik ilişkileri nasıl etkilediği her geçen gün daha da netleşiyor. Ancak barışa yönelik çağrıların hangi taraftan geldiği ve gerçekten kimin bu savaşı durdurmak istediği sorusu hâlâ netlik kazanmış değil.