Muhalefeti Dönüştürme Tartışması Derinleşiyor: CHP Üzerinde Yargı ve Siyaset Eksenli Basınç İddiası
Ankara’da muhalefeti “adım adım dönüştürme” tartışması, CHP odağında yargı ve siyaset eksenli gerilimle derinleşiyor. Adalet sistemi, demokratik meşruiyet ve seçimlerin düzenliliği başlıkları, yeni dönemin kritik gündemleri olarak öne çıkıyor.
Yerel Gündem 
“Muhalefeti Dönüştürme” Tartışması Derinleşiyor: CHP Üzerinde Yargı ve Siyaset Eksenli Basınç İddiası
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE
Erdoğan’ın “Tedrici Dönüşüm” Vurgusu ve Bugüne Yansıması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şubat ayında yaptığı konuşmada “Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine getireceğiz” sözleri, Ankara kulislerinde yeni bir tartışmayı tetikledi. Erdoğan’ın “85 milyonun devletin nazarında eşitlendiği” bir sistem vurgusuna rağmen, muhalefet kanadı ve bazı yorumcular, ana muhalefet partisi CHP’ye dönük yargı süreçleri ve idari uygulamaların “siyasi mühendislik” algısını pekiştirdiğini savunuyor. Gazeteci Müyesser Yıldız’ın 8 Eylül 2025 tarihli yazısı, bu tartışmayı “muhalefeti sahada değil, mahkeme koridorlarında dönüştürme” iddiası üzerinden ele alıyor.
“Hazmettirme” ve “Tedriciyet” Hatırlatmaları
Yıldız, 1990’lardan bu yana siyasette duyulan “hazmettire hazmettire” ve “tedriciyet” kavramlarına atıf yaparak, devlet yapısındaki dönüşümün planlı adımlarla gerçekleştirildiği görüşünü yineliyor. Bu çerçevede, merhum Korkut Özal’ın 2003’te yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve merkezî yapının gevşetilmesine dair “adım adım” formülasyonunu örnek gösteriyor. Tartışmanın merkezindeki iddia, son 23 yıldaki değişimin yalnızca “liyakat eksikliği” ya da “tek adam sistemi” ile açıklanamayacağı; tersine, uzun vadeli bir “mühendislik ilkesi” doğrultusunda kurgulandığı yönünde.
Adalet Sistemi ve Güven Sorunu
İktidar, adaletin “kırmızı çizgi” olduğunu ve hukukun üstünlüğünden taviz verilmeyeceğini savunuyor. Yıldız ise adalet sistemine güvenin zedelendiğini, bu durumun toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdiğini, dolayısıyla demokratik meşruiyet tartışmalarını büyüttüğünü dile getiriyor. Bazı hukukçular ve muhalefet aktörleri, muhalefet partilerine dönük soruşturma ve davaların “siyasi iklim” tarafından şekillendiğini öne sürerken; iktidar kanadı, tüm süreçlerin mevzuat çerçevesinde yürüdüğünü belirtiyor.
CHP Neden Merkezde?
Tartışmanın CHP’ye odaklanmasının sembolik ve tarihî nedenleri var. Yıldız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “iki büyük eserinden biri” olarak görülen CHP’nin hedefe konulmasını, Cumhuriyet’in kurumsal mirasına dönük bir sınama olarak yorumluyor. Bu bağlamda, “HDP’yi kapatmayan süreç CHP’yi kapatır mı?” sorusu da kamuoyunda sıkça dillendiriliyor. Kimileri bunu “gerçekçi bir senaryo” olarak görmezken, kimileri “yargı eğilimleri ve idari uygulamaların” siyasi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor.
“Siyasetin Er Meydanı mı, Mahkeme Salonu mu?”
Erdoğan’ın “muhalefeti dönüştürme” sözlerinin “siyasetin er meydanında” gerçekleşeceği vurgusuna karşın, muhalefet çevreleri fiilî alanın yargı süreçleri olduğunda ısrarcı. Gazeteci-yazar Mehmet Y. Yılmaz’ın “tank–tüfek yerine daha az ses çıkaran araçlar” benzetmesi, bu eleştirileri özetliyor. Yıldız’ın yazısında, yargıdaki bazı adımların “muhalefeti tasfiye ya da yeniden dizayn etme” etkisi doğurduğu iddiasına yer verilirken, iktidar kanadı bunun “yargı bağımsızlığının doğal sonucu” olduğunu belirtiyor.
Seçimler, Kapatma Tartışmaları ve Siyasetin Rotası
Seçimlerin düzenliliği, parti kapatma ihtimalleri ve “muhalefetin dönüştürülmesi” başlıkları, önümüzdeki dönemde siyasetin ana başlıkları olmaya aday. Yıldız, Erdoğan’ın “turpun büyüğü heybede” sözlerini ve “yüzyılın yolsuzluk dosyası” gibi ifadeleri anımsatarak, CHP’ye dönük olası süreçlere dikkat çekiyor. Buna karşılık, demokratik siyasetin ana mecrası olarak TBMM’nin güçlendirilmesi, yargı süreçlerinde şeffaflık ve ölçülülük, ifade özgürlüğü ve siyasal katılımın güvence altına alınması, geniş bir toplumsal mutabakatın temel beklentileri arasında gösteriliyor.
Kaynak: Müyesser Yıldız / MuyesserYildiz.com
