Suudi Arabistan’ın Yeni Rolü: ABD, Riyad’a Yeni Bir Görev mi Veriyor?
ABD’nin Ukrayna barış görüşmelerini Avrupa veya Türkiye yerine Suudi Arabistan’da yapması, Riyad’a yeni bir diplomatik rol verildiğini mi gösteriyor? Washington’un yeni jeopolitik hamlesini analiz ettik.

Suudi Arabistan’ın Yeni Rolü: ABD, Riyad’a Yeni Bir Görev mi Veriyor?
Washington’un Küresel Diplomasi Hamlesi ve Riyad’ın Yükselen Gücü
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM
TÜRKİYE- ABD ve Rusya arasındaki Ukrayna barış görüşmelerinin Avrupa veya Türkiye yerine Suudi Arabistan'da gerçekleşmesi, uluslararası jeopolitik dengeler açısından kritik bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu karar, Washington’un Suudi Arabistan’a yeni bir rol biçtiği ve Riyad’ı küresel diplomatik aktör haline getirmeye çalıştığı yönünde yorumlanıyor.
Bu analizde, ABD'nin Riyad’ı neden bu süreçte merkez haline getirdiğini, Suudi Arabistan’ın yeni rolünü ve bunun Avrupa, Türkiye ve küresel diplomasi açısından ne anlama geldiğini ele alacağız.
1. Riyad Neden Seçildi? ABD'nin Stratejik Hamlesi
Washington’un Suudi Arabistan’ı Ukrayna barış görüşmelerine ev sahipliği yapacak ülke olarak belirlemesi üç temel faktörle açıklanabilir:
a) Tarafsız Görünüm ve Küresel Arabuluculuk Rolü
Suudi Arabistan, NATO ve AB’ye üye olmadığı gibi doğrudan Rusya-Ukrayna savaşında taraf değil. Dolayısıyla, ABD’nin Rusya ile doğrudan görüşmelerini Avrupa merkezli bir güç bloğunun dışında, daha "bağımsız" görünen bir alanda yürütmek istemesi mantıklı bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Washington, Avrupa’daki müttefiklerini Ukrayna konusunda ikna etmekte zorlanırken, Suudi Arabistan gibi Batı bloğunun parçası olmayan ancak ABD ile yakın ilişkiler sürdüren bir aktörü kullanarak diplomatik alan açmayı hedefliyor.
b) ABD'nin Suudi Arabistan'ı Güçlendirme Stratejisi
ABD, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Orta Doğu’daki etkinliğini artırmasıyla birlikte Suudi Arabistan’a Batı’nın küresel diplomaside daha aktif bir rol vermesi gerektiğini düşünüyor.
Biden yönetimi ile gerilim yaşayan Riyad, Trump yönetiminin iktidara gelmesiyle yeniden ABD’nin stratejik müttefiki haline gelebilir. Washington, Riyad’ı diplomatik bir merkez haline getirerek onu, hem Çin-Rusya eksenine karşı bir denge unsuru olarak kullanmak istiyor hem de Körfez bölgesindeki nüfuzunu pekiştirmeyi hedefliyor.
c) Orta Doğu'da Yeni Güç Dengesi ve Suudi Arabistan’ın Küresel Konumu
Geçtiğimiz yıllarda Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Mısır gibi ülkeler uluslararası diplomaside aktif roller üstlenirken, Suudi Arabistan genellikle geleneksel rolünü sürdürüyordu. Ancak Riyad, 2023'te Çin’in aracılığıyla İran ile normalleşme sürecine girdi ve Gazze krizi sonrası ABD ile yeniden yakınlaşma ihtiyacı hissetti.
Bu bağlamda Washington’un Riyad’ı diplomatik bir merkez haline getirme çabası, Suudi Arabistan’ı sadece Orta Doğu’da değil, küresel arenada da önemli bir güç haline getirme hamlesi olarak değerlendirilebilir.
2. Türkiye ve Avrupa’nın Süreçte Dışlanması Ne Anlama Geliyor?
ABD’nin barış görüşmelerini Avrupa veya Türkiye yerine Suudi Arabistan’da yürütmesi, bu iki bölge açısından farklı anlamlar taşıyor.
a) Avrupa'nın Süreç Dışına İtilmesi
Avrupa Birliği ve NATO, Ukrayna savaşının en büyük destekçileri arasında yer alsa da, Washington’un Avrupa’nın diplomatik sürece doğrudan dahil olmasını istemediği görülüyor.
Bunun birkaç sebebi var:
- ABD ile Avrupa arasında Ukrayna stratejisi konusunda görüş ayrılıkları derinleşiyor. Washington, Kiev yönetimine daha fazla destek sağlanmasını istese de, Avrupa’da savaş yorgunluğu artıyor ve Fransa-Almanya gibi ülkeler barış müzakerelerine daha fazla yönelmek istiyor.
- ABD, Avrupa’nın doğrudan müzakerelerde bulunmasını engelleyerek, Batı içindeki çatlakları büyütmek istemiyor.
- Müzakerelerin Avrupa’da yapılması halinde, Avrupa hükümetlerinin kamuoyunun tepkisiyle karşılaşması olasılığı var. Bu nedenle, müzakereleri Avrupa’nın dışına taşıyarak daha kontrollü bir süreç yönetmek istiyor.
b) Türkiye’nin Süreçte Pasif Rol Oynaması
Türkiye, geçmişte Rusya-Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmış ve Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yürütülmesini sağlamıştı. Ancak son süreçte, ABD’nin Türkiye’yi müzakere masasının dışında tutması, Batı’nın Ankara’ya olan güvenini sorguladığını gösteriyor.
Bunun birkaç nedeni olabilir:
- Türkiye’nin Rusya ile dengeli ilişkiler kurması ve Batı’nın Ankara’ya yönelik çekinceleri.
- ABD’nin Türkiye’yi doğrudan sürece dahil etmemesi, Washington-Ankara ilişkilerindeki gerilimlerin bir yansıması olabilir.
- Türkiye’nin bölgedeki stratejik bağımsızlık hamleleri, ABD’nin Ankara’ya doğrudan bir rol vermek istememesine yol açmış olabilir.
Buna rağmen, Türkiye’nin uzun vadede Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakerelerde kritik bir aktör olmaya devam etmesi olası.
3. ABD-Suudi Arabistan Ortaklığı Ne Anlama Geliyor?
ABD’nin Suudi Arabistan’a "yeni bir görev" verdiği iddiası, özellikle küresel jeopolitik eksende yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
- Suudi Arabistan artık sadece petrol üreticisi bir ülke değil, aynı zamanda küresel diplomatik müzakerelerde önemli bir aktör haline getiriliyor.
- ABD, Çin’in Orta Doğu’daki etkisini kırmak için Suudi Arabistan’ı Batı bloğuna daha fazla yaklaştırmaya çalışıyor.
- Washington, Riyad’ı bölgesel krizlerde daha fazla sorumluluk alması için teşvik ediyor.
Bu durum, ABD’nin küresel liderliğini yeniden güçlendirme çabasının bir parçası olabilir.
Sonuç: ABD'nin Yeni Diplomatik Hamlesi
Suudi Arabistan’ın barış görüşmelerine ev sahipliği yapması, sadece bir diplomatik tercih değil, aynı zamanda Washington’un küresel düzende yeni bir denge kurma stratejisinin parçası.
- ABD, Suudi Arabistan’ı bir "güç merkezi" haline getirerek hem Avrupa’yı dengelemek hem de Çin’in Orta Doğu’daki etkisini kırmak istiyor.
- Türkiye ve Avrupa’nın müzakerelerde doğrudan yer almaması, Washington’un bu süreci daha kontrollü yönetmek istemesinden kaynaklanıyor.
- Bu gelişme, Suudi Arabistan’ın uluslararası sahnede diplomatik bir merkez olarak yükseldiğini gösteriyor.
Önümüzdeki süreçte Riyad’ın bu rolü nasıl kullanacağı ve ABD’nin bu hamlesinin nasıl sonuçlanacağı, küresel diplomasinin yeni denklemlerini belirleyebilir.
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM