Almanya, İtalya ve Japonya Neden Hâlâ ABD’nin Nükleer Korumasına Muhtaç?

Almanya, İtalya ve Japonya, nükleer caydırıcılık konusunda hâlâ ABD’ye bağımlı. Rusya ve Çin’in artan tehditleri, Avrupa ve Asya’daki müttefiklerin savunma politikalarını yeniden şekillendiriyor.

Almanya, İtalya ve Japonya Neden Hâlâ ABD’nin Nükleer Korumasına Muhtaç?

Almanya, İtalya ve Japonya Neden Hâlâ ABD’nin Nükleer Korumasına Muhtaç?

YEREL GÜNDEM / DÜNYA

Soğuk Savaş Sonrası Güvenlik Dengesi ve ABD’nin Rolü

Dünya çapında artan jeopolitik gerilimler, Almanya, İtalya ve Japonya gibi ülkeleri savunma harcamalarını artırmaya yöneltse de bu ülkeler nükleer caydırıcılık konusunda hâlâ ABD’ye bağımlı olmaya devam ediyor.

Özellikle Rusya ve Çin’in artan askeri tehditleri ve ABD’nin küresel güvenlik stratejisini değiştirme eğilimi, Avrupa ve Asya’daki müttefiklerini kendi savunma kapasitelerini güçlendirmeye zorluyor. Ancak bu üç ülke, tarihsel bağlamları ve askeri angajman konusundaki sınırlamaları nedeniyle ABD’nin nükleer şemsiyesi altına kalmaya devam ediyor.


Almanya: Anti-Militarist Kültür ve Savunma Harcamaları

Almanya, Soğuk Savaş sonrası askeri varlığını bilinçli olarak sınırlayan bir politika izledi. Ancak Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesiyle birlikte Berlin’in savunma stratejisi büyük bir değişime uğradı. Almanya, 2023’te savunma harcamalarını GSYH’nin %2’sine çıkarmayı hedefledi ve orduya yönelik modernizasyon yatırımlarını hızlandırdı.

Ancak Paris merkezli düşünce kuruluşu IFRI’ye göre, Almanya’nın savunma bütçesini artırması, NATO ve AB çerçevesinde ortak bir Avrupa güvenlik anlayışına bağlı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya’nın nükleer caydırıcılığa katkı sağlamasını istese de Alman yetkililer ABD’nin nükleer korumasının daha güvenilir olduğu görüşünde.


İtalya: NATO’nun Stratejik Üssü

İtalya, ABD’nin Avrupa’daki askeri varlığının en yoğun olduğu ülkelerden biri. Ülkede 120’den fazla ABD ve NATO üssü bulunuyor. Ancak savunma harcamaları açısından GSYH’nin yalnızca %1,59’unu askeri harcamalara ayıran İtalya, NATO’nun belirlediği %2 hedefinin altında kalıyor.

Roma yönetimi, yerli savunma sanayisini geliştirme yönünde adımlar atsa da, nükleer caydırıcılık konusunda ABD’nin stratejisine tam bağımlı olmaya devam ediyor. İtalyan siyasetçiler, Avrupa’nın daha fazla stratejik özerkliğe sahip olması gerektiğini savunsa da, Washington’un nükleer korumasından çıkmanın gerçekçi bir alternatif olmadığını vurguluyor.


Japonya: ABD ile Güvenlik İşbirliği

Japonya, Çin, Rusya ve Kuzey Kore ile doğrudan sınır paylaşan bir ülke olarak güvenlik tehditlerine karşı daha kırılgan bir konumda bulunuyor. Bu nedenle Japon hükümeti, askeri harcamalarını 2027 yılına kadar GSYH’nin %2’sine çıkarmayı hedefliyor.

Ancak Japon halkının Hiroşima ve Nagazaki’de yaşanan nükleer saldırılar nedeniyle nükleer karşıtı bir tutuma sahip olması, ülkenin nükleer caydırıcılık konusunda ABD’ye tamamen bağımlı kalmasına neden oluyor. Japonya, ABD ile olan güvenlik işbirliğini güçlendirmeye devam ederken, Hint-Pasifik’te NATO ile daha yakın ilişkiler kurma yoluna gidiyor.


ABD ve NATO’nun Küresel Nükleer Stratejisi

ABD, NATO’nun Avrupa kanadını desteklemeye devam etse de, Donald Trump yönetiminin Avrupa’nın güvenliği konusunda daha izolasyonist bir politika benimsemesi, müttefikleri tedirgin etmiş durumda.

Avrupa Parlamentosu’nun Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi Tobias Cremer, ABD’nin nükleer caydırıcılığının NATO için en uygun strateji olduğunu savunarak, "Bir nükleer şemsiye, iki nükleer şemsiyeden daha iyidir" açıklamasında bulundu.

Fransa’nın kendi nükleer caydırıcılığını AB ülkelerine genişletme planı tartışılırken, Almanya, İtalya ve Japonya gibi ülkeler, ABD’nin nükleer korumasının alternatifsiz olduğunu düşünüyor.


www.yerelgundem.com