Anketlerdeki yüzde 35: CHP için zafer değil tarihi iflastır
AK Parti’nin yıpranmasına rağmen CHP’nin %35’te kalması, İzmir’deki yönetim krizleri ve "seçici adalet" anlayışı, ana muhalefetin güven sorununu belgeliyor.
YUSUF İNAN YAZDI...
Anketlerin Söylediği Acı Gerçek: Bu Bir Zafer Değil, CHP’nin Tarihi İflasıdır
Siyaset, sadece rakibin kaybetmesi üzerine kurulamaz; asıl mesele sizin ne kadar kazandığınızdır. Bugün önümüze gelen anket sonuçlarına bakıp "CHP önde, fark açılıyor" diye havai fişek patlatanlar, aslında büyük bir yanılgının, daha doğrusu siyasi bir iflasın kutlamasını yapıyorlar.
Rakamlar ortada: AK Parti, çeyrek asırlık iktidar yorgunluğuna, derinleşen ekonomik krize, hukuk tartışmalarına ve dış politikadaki sıkışmışlığa rağmen halen yüzde 28-30 bandında tutunabiliyor. Ana muhalefet partisi CHP ise yüzde 35 çizgisinde.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve sorun: Enflasyonun can yaktığı, emeklinin inim inim inlediği, 25 yıllık bir metal yorgunluğunun yaşandığı bir atmosferde, ana muhalefetin oyunun yüzde 70-80 bandında olması gerekmez miydi? Eğer AK Parti yüzde 28’e düştüyse ve CHP sadece yüzde 35’te kalıyorsa; bu AK Parti’nin direnci değil, CHP’nin Türk milletine kendini inandıramadığının, güven veremediğinin resmidir.
İktidarı "Armut Piş Ağzıma Düş" Sananların Yanılgısı
CHP, yıllardır tek bir strateji izliyor: "Hiçbir şey yapma, hata yapmaktan kork, AK Parti ekonomide ve hukukta hata yapsın, iktidar kucağımıza düşsün." Ancak Türk milleti feraset sahibidir; bu "bekle gör" politikasını satın almıyor. Ortada somut bir kalkınma planı, sokağa dokunan gerçekçi bir reçete yok.
Millet, krizden bunalsa da alternatife baktığında heyecan duymuyor, sadece "ehveni şer" olarak yaklaşıyor. Yüzde 35’lik oran, milletin CHP’ye duyduğu aşkın değil, çaresizliğin ve sıkışmışlığın tezahürüdür. Aradaki o birkaç puanlık fark, aslında büyük bir güvensizlik beyanıdır.
İzmir: CHP’nin Yönetim Vizyonunun "Kokulu" Karnesi
CHP'li başkanların İzmir'i yaşanamaz hale getirdiğinin bir fotoğrafı...
CHP’nin "Biz Türkiye’yi çok iyi yönetiriz" iddiasının turnusol kağıdı yerel yönetimlerdir. Fakat gelin görün ki, CHP’nin kalesi olarak bilinen İzmir, bu iddianın çöplüğe dönüştüğü yerdir.
Yıllardır CHP’nin yönettiği İzmir’de, Körfez’deki kirlilik ve lağım kokusu artık bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Balıklar ölüyor, insanlar nefes alamıyor. Milyonlarca İzmirli, 21. yüzyılda lağım kokuları altında yaşamaya mahkûm ediliyor. Peki, bu başarısızlığın mimarı olan eski belediye başkanları ne yapıyor? Sanki şehri Paris’e çevirmişler gibi partinin içinde "kahraman" edasıyla dolaşıyorlar.
CHP yönetimine ve CHP'li başkanlara çığlık atan bir İzmirli gazetecinin feryadı...
CHP Genel Başkanları İzmir’e geldiğinde gösterebildikleri vizyon ne? Sadece hayvanat bahçesinde hayvanlara muz veren, süt içiren sevimli PR çalışmaları... İzmir’i dünya medyasında "kokan şehir" durumuna düşüren, şehre ve partiye katkısı olmayan isimleri tekrar tekrar belediye başkanı yaparak ödüllendiren bir zihniyete Türk milleti neden ülkenin anahtarını versin?
CHP'li eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e isyan eden İzmirlinin feryadı...
Eğer CHP, İzmir’de en azından bir Eskişehir örneği gibi başarı hikayesi yazabilseydi, bugün iktidar yürüyüşü inandırıcı olurdu. Ancak elindeki şehri yaşanmaz hale getiren bir zihniyet, Türkiye’yi yönetmeye talip olduğunda milletin hafızasında o keskin koku canlanıyor.
Adalet Terazisinde Sadece 3 Kişi mi Var?
CHP adalet istiyor ama sadece kendilerine...
CHP’nin dilinden düşürmediği "Hukuk ve Adalet" kavramı da ne yazık ki samimiyet testinden geçemiyor. CHP için adalet terazisinin kefesine 85 milyon vatandaş değil, sadece belirli isimler konuluyor: Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala.
CHP’nin hukuk arayışı bu beş parmağı geçmeyen isimler etrafında dönüyor. Peki ya gariban Mehmet Efendi? Ya haksızlığa uğrayan Ayşe Teyze? Bir CHP’linin yolu adliyeye düştüğünde ortalığı velveleye veren parti teşkilatı, fakir ve gariban bir vatandaşın yolu adliyeye düştüğünde "üç maymunu" oynuyor. Görmüyor, duymuyor, bilmiyor.
Millet şunu çok iyi görüyor: Bu CHP iktidara gelirse, adalet yine zümrelerin adaleti olacak. 85 milyon cefa çekmeye devam ederken, CHP eliti zevk-ü sefa sürecek. "Hukuk" çığlıkları halk için değil, kendi mahalleleri için atılıyor.
Şehit Ailelerine Kapanan Kapılar ve Araç Ayıbı
Ve en can alıcı nokta: Milli hassasiyetler... PKK’nın siyasi uzantılarının TBMM’ye taşınmasında oynadığı rolle tarihe not düşülen CHP’nin, şehit ailelerine bakışı da maalesef bu sicille örtüşüyor.
Hatırlayın; Şehit Anaları Dernek Başkanı Pakize Anne’yi (Pakize Akbaba) baş tacı yapıp Meclis’e taşıması gereken CHP, onu görmezden geldi. Kendi ideolojik bagajlarına uygun isimlere milletvekilliği dağıtılırken, şehit analarının temsilcisine kapılar kapalıydı.
Şehit Anası Pakize Akbaba'yı siyasi etkinlikte kullanan CHP, Şehit Anasını Milletvekili olarak TBMM'ye taşımadı...
Daha somut ve acı bir örnek İzmir’den... Merhum Ahmet Piriştina döneminde İzmir Şehit Aileleri Derneği’ne tahsis edilen hizmet aracı, CHP’li eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde geri alındı. Yerine yenisi verildi mi? Hayır. Şehit ailesinin altındaki aracı alacak kadar duyarsızlaşan bir yönetim anlayışı mı Türkiye’nin yaralarını saracak?
Şehit Aileleri Derneği'nden hizmet aracını geri alan CHP'nin yöneticilerinin eşleri Demirtaş'ın eşine sürpriz doğum günü partisi düzenliyor.
Şehit Analarını, ziyaret etmeyen CHP'nin üst düzey yöneticilerinin eşleri Demirtaş'ın eşine sürpriz doğum günü partisi düzenliyor.
Sonuç: Güven Yoksa İktidar da Yok
Özetle; anketlerdeki yüzde 35, CHP için bir tavan değil, bir duvardır. Bu duvar, İzmir’deki lağım kokusundan, şehit ailesinin elinden alınan araçtan, sadece "belirli kişilere" istenen adaletten ve halktan kopuk elitizmden örülmüştür.
Dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu İzmir'e gelince hayvanat bahçesinde maymunları besliyor!
Dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Kocaoğlu papağanları ziyaret ediyorlar...
Dönemin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Kocaoğlu filleri ziyaret ediyor.
Türk milleti, mevcut iktidardan şikayetçi olsa da, alternatife baktığında kendisine değil, kendine çalışan bir yapı görüyor. İzmir’i yönetemeyen, şehit anasını Meclis’e taşıyamayan, adaleti 3 kişiye indirgeyen bir partiye ülkenin mührünü vermiyor. CHP aynaya bakıp "Biz nerede yanlış yapıyoruz?" demedikçe, o yüzde 1-2’lik farklarla avunmaya, buna da "başarı" demeye devam edecektir. Ama millet bu hikayeyi artık dinlemiyor.
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com













