Kürt Halkı Barış Sürecine Temkinli Ama Umutla Yaklaşıyor

PKK’nın kendini feshetmesiyle başlayan yeni süreç Diyarbakır’da umutla karşılandı. Halk, bu kez kalıcı barış için temkinli ama kararlı. Ana dilde eğitimden anayasa değişikliğine, ekonomik kalkınmadan siyasi özgürlüklere kadar beklentiler yüksek.

Kürt Halkı Barış Sürecine Temkinli Ama Umutla Yaklaşıyor

PKK Kongresi Diyarbakır’da Umut ve Şüpheyi Birlikte Getirdi
Kürt Halkı Barış Sürecine Temkinli Ama Umutla Yaklaşıyor

YEREL GÜNDEM / ANKARA

PKK’nın kendini feshetme kararı aldığı kongre sonrası başlayan yeni sürecin yankıları Diyarbakır başta olmak üzere tüm bölgede hissediliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK arasında 40 yılı aşkın süredir süren çatışmalı dönemin sona ereceği umudu yayılırken, Diyarbakır halkı sürece temkinli ama umutlu yaklaşıyor. Kentteki kanaat önderleri, akademisyenler ve halk, barışın bu kez kalıcı olması için siyasi iradeye ve toplumsal sahiplenmeye ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Bahçeli sürprizi: MHP'nin destek verdiği süreç

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, sürecin MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatılmasının toplumda şaşkınlıkla karşılandığını söylüyor. Coşkun'a göre bu durum ilk başta şüphe doğursa da zamanla hazırlıkların varlığı anlaşılınca Diyarbakır halkı sürece daha olumlu bakmaya başladı.

Gazeteci Vecdi Erbay ise, PKK’nın Türkiye’den hiçbir talepte bulunmadan fesih kararı almasının bazı çevrelerde burukluk yarattığını ancak Nevruz’da gözlemlenen büyük katılımın halkın süreci sahiplendiğini gösterdiğini belirtiyor.

Sokakta temkinli iyimserlik var

Sur ilçesinde konuştuğumuz Diyarbakırlıların çoğu, barışa destek verirken sürecin geçmiş deneyimler nedeniyle yeniden sekteye uğrayabileceği endişesini dile getiriyor. 51 yaşındaki Nihat Yiğit, "Bir yerde yine patlama olacak, sonra suç Kürtlere atılacak. Ama biz yine de barış istiyoruz" diyerek toplumdaki ikili duyguları özetliyor.

2013-2015 barış sürecinin ardından yaşanan çatışmalar, Selahattin Demirtaş ve diğer siyasetçilerin tutuklanması, DEM Partili belediyelere kayyum atanması gibi gelişmeler, halkta güvensizlik yaratmış durumda.

Kürtlerin beklentileri artık daha net ve yüksek sesle

Vahap Coşkun’a göre toplumun silahla çözüme dair umudu kalmadı. Kürt halkı siyasetle sorunların çözülebileceğine inanıyor. Son kamuoyu araştırmalarında barış sürecine verilen destek %68’e çıkmış durumda.

Barışla birlikte Kürt toplumunun talepleri de daha net bir şekilde ifade ediliyor. Bunlar arasında ana dilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, eşit vatandaşlık tanımı, kültürel hakların anayasal güvenceye alınması gibi başlıklar öne çıkıyor.

Öcalan’ın hukuki statüsü ve cezaevleri gündemde

Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç, barış sürecinin ilerleyebilmesi için Abdullah Öcalan’a "umut hakkı" tanınması, cezaevlerindeki hasta ve siyasi mahkumlarla ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğini söylüyor.

Güleç’e göre Terörle Mücadele Kanunu’ndaki bazı maddeler değişmeli ve silahlı örgüt üyeliği gibi suçlardan ceza alanların tahliyesine imkan tanıyan bir yapı kurulmalı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği tahliye kararı da bu bağlamda tekrar gündemde.

Ekonomik beklentiler yüksek: Bölgesel kalkınma ve yatırım

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, çatışmalar nedeniyle yatırım alamayan kentin normalleşmesiyle birlikte ciddi bir kalkınma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor. Kaya, kapalı olan Nusaybin Gümrük Kapısı gibi ticari kanalların açılması, Suriye ve Irak’la ticaretin artırılması ve bölgeye sulama yatırımları yapılması gerektiğini vurguluyor.

Bölgedeki esnaf ise yatırımlar, fabrikalar, genç işsizliğe çözüm ve turizmin canlanmasını umut ediyor.

Yeni anayasa ve toplumsal uzlaşı beklentisi

Hem siyaset hem de sivil toplum temsilcileri, çözümün kalıcı olabilmesi için etnik kimliklere vurgu yapmayan, kapsayıcı ve demokratik bir anayasanın şart olduğunu belirtiyor. Kürtlerin sadece güvenlik politikalarıyla değil, onurlu ve eşit yurttaşlık temelinde yaşamak istedikleri vurgulanıyor.

Baro Başkanı Güleç’in sözleriyle: “Bu dönem sadece Kürt meselesi değil, bütün toplumsal sorunların hukuki zeminde tartışılabileceği, yeni ve sivil bir anayasanın önünü açabilir.”

www.yerelgundem.com