CHP'de Çifte Liderlik Sınavı: Hükümet Operasyonları ve Kılıçdaroğlu'nun Hamleleri Kıskacında

CHP'nin Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu arasındaki "çifte liderlik" modeli, bir yandan hükümetin belediyelere yönelik operasyonları, diğer yandan eski lider Kılıçdaroğlu'nun hamleleri nedeniyle ciddi bir baskı altında.

CHP'de Çifte Liderlik Sınavı: Hükümet Operasyonları ve Kılıçdaroğlu'nun Hamleleri Kıskacında

CHP'de "Çifte Liderlik" Sınavı: Hükümet Operasyonları ve Kılıçdaroğlu'nun Hamleleri Kıskacında

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Ana muhalefet partisi CHP, bir yandan iktidarın belediyelerine yönelik aylardır süren operasyonlarıyla mücadele ederken, diğer yandan da eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevcut yönetimi ve özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan hamleleriyle karmaşık bir iç ve dış baskı altına girmiş durumda. Siyasi analistler, Genel Başkan Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında şekillenen ve “çifte liderlik” olarak tanımlanan yeni yönetim modelinin, bu çifte kıskaç karşısında ne kadar dayanabileceğinin, partinin ve Türkiye muhalefetinin geleceğini belirleyeceğini belirtiyor.

İktidarın Beş Aylık Operasyon Dalgası ve "Formatlama" Hedefi

Mart ayından bu yana, başta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yakın çalışma arkadaşları olmak üzere, CHP'nin 2019 ve 2024 seçimlerinde kazandığı birçok belediyeye yönelik “yolsuzluk” gerekçeli operasyonlar düzenleniyor. Gazeteci Cansu Çamlıbel'in analizine göre, bu operasyonların temel hedefi sadece İmamoğlu’nu gelecekteki siyasi denklemden silmek değil, aynı zamanda CHP'yi sürekli iç tartışmalarla meşgul ederek kendi paradigmalarına uygun bir muhalefet partisine "formatlamak". İktidar bloğunun kendi içindeki kaosa rağmen, son beş ayda muhalefeti sürekli bir savunma pozisyonunda tutmayı başardığı ve gündemi belirlediği gözlemleniyor.

Eski Lider Kılıçdaroğlu'nun "İmamoğlu Rezervi"

Dışarıdan gelen bu baskıya ek olarak, CHP içindeki en büyük gerilim kaynağının eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olduğu belirtiliyor. Kılıçdaroğlu'nun, Kasım 2023'teki kurultay yenilgisinin ardından "kırgınlık, kızgınlık ve zedelenmiş bir ego" ile hareket ettiği ve siyasi stratejisini mevcut yönetimi, özellikle de Ekrem İmamoğlu'nu eleştirmek üzerine kurduğu iddia ediliyor. Çamlıbel'in aktardığı kulis bilgilerine göre Kılıçdaroğlu, "Partinin geleceği tek kişinin siyasi kariyerine indirgenemez" diyerek İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı net bir rezerv koyuyor. Kılıçdaroğlu'nun, gazeteci Fatih Atik'in kendisine atfettiği sözleri yalanlarken kullandığı dil de bu rezervi doğrular nitelikte: "Ben niye böyle bir konuşma yapayım, Mansur Bey'le ilgili niye böyle bir rezerv koyayım" diyerek, İmamoğlu'nun ismini anmaması dikkat çekiyor.

"Çifte Liderlik" Modeli Baskı Altında

Tüm bu baskıların ortasında, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun koordinasyon içinde yürütmeye çalıştığı yönetim modeli, siyasi analistler tarafından "çifte liderlik" olarak adlandırılıyor. Bu kavram, İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen ve şu an tutuklu bulunan Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan tarafından gazeteci Ruşen Çakır'a yapılan bir değerlendirmede kullanılmıştı. Bu modele göre, partinin genel merkez yönetimi Özgür Özel'de, en güçlü yerel yönetim figürü ve potansiyel cumhurbaşkanı adayı ise Ekrem İmamoğlu'nda olmak üzere bir güç paylaşımı ve ortak hareket etme stratejisi izleniyor. Ancak Kılıçdaroğlu'nun, Özel'in "vesayet altında siyaset yaptığı" imaları ve hükümetin hukuki operasyonları, bu hassas dengeyi her an bozma potansiyeli taşıyor.

Tek Adam Rejimine Alışmış Türkiye'de Yeni Bir Siyaset Tarzı Mümkün mü?

Yaşanan bu çok katmanlı kriz, Türkiye siyasetinin geleceğine dair temel bir soruyu da beraberinde getiriyor. Cansu Çamlıbel'in de sorduğu gibi, uzun yıllardır "tek adam" yönetimine maruz kalmış bir ülkenin seçmeni, CHP'nin uygulamaya çalıştığı bu "çifte liderlik" modelinin sonuç alabileceğine gerçekten inanabilir mi? Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun, hem iktidarın hem de parti içindeki muhalefetin yarattığı bu yoğun baskı altında birlikte yürümeye devam edip edemeyeceği, yalnızca CHP'nin değil, tüm muhalefet bloğunun kaderini belirleyecek en kritik sınav olarak görülüyor.


www.yerelgundem.com