Öcalan DEM’e kayyım atanır mı? Siyasette yeniden çözüm süreci tartışmaları

Öcalan’ın yeniden siyasi gündeme taşındığı çözüm süreci tartışmaları, DEM Parti’nin geleceği ve Kandil ile bağları üzerinde etkili olabilir. Yeni dönemde Öcalan’ın rolü ne olacak? Barışa giden yol gerçekten açılıyor mu?

Öcalan DEM’e kayyım atanır mı? Siyasette yeniden çözüm süreci tartışmaları

Öcalan DEM’e kayyım atanır mı? Siyasette yeniden çözüm süreci tartışmaları

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

İmralı Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi sonrası başlayan çözüm süreci tartışmaları, Abdullah Öcalan’ın “barışı geliştirecek kudret ve irade” sahibi olduğu vurgusuyla yeni bir dönemin habercisi mi? Peki, bu süreç DEM Parti’yi nasıl şekillendirecek? Kandil’den Öcalan’a yön değişimi mi yaşanıyor?

Türkiye’nin siyasi gündemi, yıllar sonra yeniden “çözüm süreci” ekseninde şekilleniyor. 2013-2015 arasında yaşanan ve sonrasında sona eren çözüm sürecinin ardından uzun yıllar boyunca kamuoyundan uzak kalan İmralı görüşmeleri, bu kez çok daha kritik başlıklarla gündeme geliyor: Silahların bırakılması, Kandil'in etkisinin zayıflatılması, Öcalan’ın fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve nihayetinde siyasi alana dahil olması…

DEM Parti’de Öcalan etkisi: Yeni dönem mi başlıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İmralı Heyeti’nin görüşmesi sonrası ilk somut açıklamalar DEM Parti eski Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’dan geldi. İtalya’da yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın artık sürece “mesafeli durmadığını” belirten Buldan, “Öcalan’ın fiziki özgürlüğü” konusunun görüşmelerde gündeme geldiğini vurguladı. Buldan’a göre hem devlet hem de Öcalan cephesi, Haziran sonuna kadar adımlar atılması konusunda hemfikir.

Bu ifadeler, DEM Parti’nin Kandil’in vesayetinden çıkıp Öcalan merkezli bir siyasi çizgiye evrileceği yorumlarını beraberinde getirdi. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’nin “Kandil baskısı kalkacak, DEM Parti Öcalan’ın partisi olacak” ifadesi de bu dönüşümün altını çizen analizlerden biri oldu.

Kürt sorunu, barış ve demokrasi üçgeninde eski sorular yeniden soruluyor

Bu gelişmeler Kürt sorununun yeniden çözüm eksenli gündeme taşınabileceğini düşündürürken, barış süreciyle ilgili uluslararası yorumlar da gecikmedi. Alman Kültür Bakanı Claudia Roth, sürecin bir “barış hamlesi” olmaktan çok, “Erdoğan’ın muhalefeti bölme planı” gibi göründüğünü ifade etti. Roth’un, Türkiye’deki demokratik gerilemeye ve öğrenci, gazeteci, muhalif belediye başkanlarına yönelik baskılara dikkat çeken eleştirileri, sürecin meşruiyetine dair dış dünyada da şüphelerin var olduğuna işaret etti.

Öcalan’ın rolü: Siyasi aktör mü, çözümün mimarı mı?

Gözler şimdi İmralı’ya çevrildi. Yeni sürecin en kritik başlığı, Abdullah Öcalan’ın “çalışma ve iletişim koşullarının iyileştirilmesi” ve bu iyileştirmelerin siyasi bir rol kazanıp kazanmayacağı. “Öcalan’ın barış kudreti” vurgusu sadece sembolik değil; Öcalan’a, PKK’nin tasfiye sürecinde aktif misyon yüklenip yüklenmeyeceğinin sinyali.

Ancak bu süreç sadece teknik ya da hukuki değil; aynı zamanda siyasi ve toplumsal bir yeniden inşa anlamına da geliyor. DEM Parti üzerindeki Kandil etkisinin azaltılması, partiye siyasi manevra alanı sağlayabilir. Öte yandan bu yönelim, DEM Parti’nin yalnızca Öcalan’a endeksli bir yapıya dönüşmesi gibi yeni tartışmaları da beraberinde getirebilir.

Kayyım tehdidi hâlâ DEM’in üzerinde mi?

İronik biçimde, süreçte bir “normalleşme” yaşanırken, DEM Parti’nin halen birçok belediyesinde kayyım uygulamaları gündemdeki yerini koruyor. Bu çelişki de siyasetteki ikircikli tutumu gözler önüne seriyor. “Öcalan DEM’e kayyım atanır mı?” başlıklı bu sorunun altında yatan ironi, bugünün siyasi manzarasında demokratik süreç ile iktidar müdahaleleri arasındaki uçurumu sembolize ediyor.

Sürecin başarısı neye bağlı?

Süreç, yalnızca Öcalan’ın değil; aynı zamanda toplumsal talep, demokratik atmosfer, siyasi irade ve kamuoyunun desteğine de bağlı. Tüm tarafların “barış” kelimesini yüksek sesle dillendirdiği bir dönemde, bu söylemin eyleme dönüşüp dönüşmeyeceği önümüzdeki birkaç ayın en sıcak başlıklarından biri olacak.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Ahmet Taşgetiren / Karar