Trump Risale-i Nur mu Okuyor? Stratejisi Said Nursi’nin Fikirleriyle Örtüşüyor!
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ve Ukrayna krizlerindeki politikalarının, Said Nursi’nin Şualar adlı eserinde geçen stratejilerle benzerliği dikkat çekiyor. Trump, bilinçli olarak mı bu yöntemi izliyor, yoksa bu sadece tarihsel bir rastlantı mı? İşte detaylar…
Trump Risale-i Nur mu Okuyor? Stratejisi Said Nursi’nin Fikirleriyle Benzerlik Gösteriyor
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM
Türkiye - ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Filistin ve İsrail üzerine izlediği politikalar dünya genelinde büyük tartışmalara yol açarken, beklenmedik bir paralellik dikkat çekiyor. Trump’ın haksız taraflara yardım ederek bölgede sükuneti sağlama stratejisi, İslam düşünürü ve Asrın Alimi unvanıyla bilinen Bediüzzaman Said Nursi’nin Şualar adlı eserinde geçen bir yöntemle birebir örtüşüyor.
Sadece Orta Doğu politikalarında değil, Rusya-Ukrayna savaşı konusundaki tutumu da Nursi’nin stratejisiyle büyük benzerlik gösteriyor. Peki, Trump bu politikalarını bilinçli mi yürütüyor, yoksa Said Nursi’nin öğretileriyle doğrudan temas kurmadan benzer bir akıl yürütme mi izliyor?
Nursi’nin Stratejisi ve Trump’ın Politikaları
Bediüzzaman Said Nursi’nin Şualar kitabının On Üçüncü Şua bölümünde geçen bir hikaye, Trump’ın kriz yönetimiyle şaşırtıcı derecede benzer bir bakış açısını ortaya koyuyor:
"Eski Harb-i Umumîde Rusya’nın şimâlinde doksan zâbitimizle beraber esir olarak bulunuyorduk. O zâtların bana karşı haddimden çok ziyade teveccühleri bulunmasından, nasihatle gürültülere meydan vermezdim. Fakat birden asabiyet ve sıkıntıdan gelen bir titizlik, şiddetli münakaşalara sebebiyet vermeye başladı. Ben de üç dört adama dedim: 'Siz nerede gürültü işitseniz, gidiniz, haksıza yardım ediniz.' Onlar dahi öyle yaptılar, zararlı münakaşalar kalktı."
Bu yöntemi açıklarken Nursi şöyle devam ediyor:
"Haklı adam, insaflı olur. Bir dirhem hakkını, istirahat-i umumînin yüz dirhem menfaatine feda eder. Haksız ise ekseriyetle enâniyetli olur; feda etmez, gürültü çoğalır."
Bu mantık çerçevesinde Trump’ın Filistin, Gazze ve İsrail konusunda izlediği politika, Nursi’nin önerdiği yaklaşımla örtüşüyor. Trump, İsrail’in yanında durmasına rağmen Filistin’e ekonomik yardımlar yapılmasını sağladı. Yine Rusya-Ukrayna krizinde de agresif bir askeri müdahale yerine ekonomik ve diplomatik baskı ile sorunu çözmeye çalıştı.
Bu durum, “Trump Said Nursi’yi mi okuyor?” sorusunu akıllara getiriyor. Yoksa bu sadece tarihin ve siyasetin doğurduğu bir benzerlik mi? Bu konu, uluslararası ilişkiler ve İslam düşüncesi ekseninde önemli tartışmalara kapı aralıyor.
Trump ve Said Nursi’nin Stratejik Benzerlikleri
-
Haksız olan tarafı destekleyerek kargaşayı engellemek:
- Nursi, savaş esnasında esir düşen askerleri arasındaki tartışmaları engellemek için haksız tarafa destek verilmesini önermişti.
- Trump, İsrail’i desteklerken Filistin’e ekonomik yardımları sürdürebileceğini belirtmiş, böylece bölgesel tansiyonu düşürmeye çalışmıştı.
-
Krizleri doğrudan çatışma yerine alternatif yöntemlerle çözmek:
- Nursi, krizlerin büyümesini engellemek için tarafların tepkilerini öngörerek bir denge politikası izlemiştir.
- Trump ise Gazze ve Ukrayna krizlerinde doğrudan askeri müdahaleden kaçınarak, ekonomik yaptırımlar ve diplomatik baskılarla çözüm üretmeye çalışmıştır.
-
Düşmanlık yerine pragmatik yaklaşım:
- Nursi, savaş esnasında bile mantıklı hamlelerle uzlaşmayı hedeflemiştir.
- Trump da ABD’nin müttefiklerini ekonomik ve siyasi yollarla yönlendirmiştir.
Bu şaşırtıcı benzerlikler, Trump’ın Said Nursi’nin eserleriyle doğrudan bir temas kurup kurmadığını düşündürse de, tarihsel bir yöntemin günümüzde farklı bir lider tarafından farkında olmadan benimsendiğini de gösterebilir.
Peki sizce bu bir tesadüf mü, yoksa Trump gerçekten Risale-i Nur’u okuyor olabilir mi?
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM













