Trump’tan sürpriz çıkış: Ukrayna, topraklarının tamamını geri alabilir

Trump, BM haftasında Zelenskiy’le görüşmesinin ardından Ukrayna’nın “topraklarının tamamını” geri alabileceğini söyledi. NATO/AB desteği, güvenlik garantileri ve Rusya’ya ekonomik baskı başlıkları öne çıktı.

Trump’tan sürpriz çıkış: Ukrayna, topraklarının tamamını geri alabilir

Trump’tan sürpriz çıkış: “Ukrayna, topraklarının tamamını geri alabilir”

YEREL GÜNDEM / LONDRA

BM haftasında mesaj değişikliği

ABD Başkanı Donald Trump, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’le yaptığı görüşmenin ardından, savaşın gidişatına dair söyleminde dikkat çeken bir değişikliğe gitti. Trump, Ukrayna’nın “topraklarının tamamını orijinal haliyle geri kazanabileceğini” belirterek, bugüne dek dile getirdiği “barış için toprak tavizi” yaklaşımından ayrıştı. Paylaşımında Rusya’yı ekonomik açıdan zorlanan bir “kağıttan kaplan” olarak nitelendiren Trump, “Avrupa ve NATO desteğiyle Kiev’in bu savaşın başladığı sınırlara dönmesinin mümkün olduğunu” savundu.

Zelenskiy: “Büyük bir değişim”

Zelenskiy, Trump’ın sözlerini “büyük bir değişim” olarak karşıladı. Ukrayna lideri, BM’de gazetecilere yaptığı açıklamada, savaş sona erdiğinde ABD’den güvenlik garantileri beklediklerini kaydetti. Kiev yönetimi, 2022’de başlayan kapsamlı işgalden bu yana “toprak bütünlüğünün eksiksiz iadesi” hedefini koruyor; Kırım ve Donbas dahil tüm bölgelerin geri alınmasını “müzakere dışı” görüyor.

NATO ve Avrupa boyutu

Trump, Genel Kurul konuşmasında Avrupa ülkelerini “Rus enerji bağımlılığı” nedeniyle eleştirirken, Ukrayna’nın sahadaki ilerleyişinin sürdürülebilir olması için transatlantik koordinasyonun kritik olduğuna işaret etti. Aynı gün, bir muhabirin “NATO hava sahasını ihlal eden Rus uçakları düşürülmeli mi?” sorusuna “Evet, düşürülmeli” yanıtını veren Trump, ABD’nin verilecek olası askeri tepkiyi ise “koşullara bağlı” şeklinde niteledi. Son haftalarda Polonya, Romanya ve özellikle Estonya’nın dile getirdiği ihlal iddiaları üzerine İttifak içinde 4. Madde istişarelerinin tetiklenmesi, gerilimin bölgesel güvenlik gündeminde üst sıralara taşındığını gösteriyor.

Sahada denge, masada koşullar

Washington’daki tartışmanın merkezinde iki başlık öne çıkıyor: Ukrayna’nın cephedeki operasyonel kapasitesinin artırılması ve savaş sonrası güvenlik mimarisi. Kiev, uzun menzilli kapasite, hava savunması ve mühimmat tedarikinin sürekliliğine ihtiyaç duyuyor. Masada ise iki kritik unsur var: Rusya üzerinde ekonomik-siyasi baskının sürmesi ve savaş sonrası dönemde caydırıcılığı güçlendirecek güvenlik garantileri. Trump’ın söylem değişikliği, sahadaki ve küresel ekonomideki dinamikleri birlikte okuyan, sonuç odaklı bir formül arayışına işaret ediyor.

Moskova’ya mesaj: “Zaman Kiev’in lehine”

“Ukrayna’nın harekete geçme zamanı geldi” ifadesini kullanan Trump, Rus ekonomisinin yaptırımlar ve savaş maliyetiyle sıkıştığını savundu. Bu perspektif, Kiev’in “zamana oynayan” bir stratejiyle, sınırlı ama düzenli kazanımlarını siyasi leverage’a dönüştürme ihtimalini artırıyor. Bununla birlikte, çatışmanın uzaması insani bedeli büyütüyor; bu nedenle diplomasi kanallarının ateşkese ve sonrasında kapsamlı bir siyasi çözüm çerçevesine evrilmesi, Avrupa güvenliği açısından belirleyici olacak.

Önümüzdeki dönem: Kritik sınamalar

Trump–Zelenskiy görüşmesinden çıkan ana başlıklar, sonbaharda üç sınamayı işaret ediyor:

  1. Askerî sürdürülebilirlik: Hava savunma–mühimmat zincirinin aksamaması.

  2. Diplomatik çizgi: NATO-AB-ABD eşgüdümünün, ateşkes/çekilme parametrelerine dönüşmesi.

  3. Enerji ve yaptırımlar: Rus gelir akışını daraltan önlemlerin gevşetilmeden, “küresel Güney”in desteğini kaybetmeyecek şekilde yönetilmesi.

Trump’ın Ukrayna dosyasındaki ton değişimi, sahadaki gerçekçilikle müzakere masası arasında köprü kurma girişimi olarak okunuyor. Kiev’in “tam egemenlik” hedefi ile Washington ve Avrupa’nın “ölçeklenebilir destek + kontrollü tırmanma” yaklaşımının kesiştiği nokta, önümüzdeki ayların Avrupa güvenliği için en kritik soru cümlesini oluşturuyor: Ukrayna sahada kazanırken, diplomasi kalıcı bir barış mimarisine dönüşebilecek mi?


www.yerelgundem.com