Türkiye’de Cemaat ve Tarikatlar İçindeki Güç Mücadeleleri: Birlik ve Beraberlik Sınavı

Türkiye’de tarikatlar ve cemaatler arasındaki ıcıci güç mücadeleleri İslam’ın özüne ve temsil amacına zarar veriyor. Birlik ve beraberlikten uzaklaşan bu yapıların toplumsal ve manevi etkileri analiz edildi.

Türkiye’de Cemaat ve Tarikatlar İçindeki Güç Mücadeleleri: Birlik ve Beraberlik Sınavı

Türkiye’de Cemaat ve Tarikatlar İçindeki Güç Mücadeleleri: Birlik ve Beraberlik Sınavı

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Türkiye’nin üç büyük dini yapısı üzerinden yürütülen güç mücadeleleri, hem ülke içerisinde hem de dışarısında İslam’ın temsili konusunda çok ciddi soruları gündeme getirmiştir. Tarikatlar ve cemaatler arasında sürekli bir iç çekışmenin ve iktidar kavgalarının mevcut olması, İslam dininin temel öğretileri olan birlik, beraberlik, ihlas ve uhuvvet kavramlarıyla taban tabana zıt bir tablo ortaya koymaktadır. İslam’ın insanlar arasındaki güveni ve kardeşliği öncelikli olarak tesis etmeyi amaçladığı bir ortamda, bu yapıların şeffaflıktan uzak, gölge mücadeleleri ışığında kendi içlerinde çatışma yaşamaları, ümmet kavramının derin bir kriz yaşadığını göstermektedir.

Bu analizde, öne çıkan haberler ve dini yapıların kendi içlerindeki kavgalar üzerinden akademik, stratejik ve mistik bir çözümleme sunulacaktır.


AKADEMİK BAKIŞ

1. Sosyolojik Arka Plan: Cemaatlerin Toplumdaki Rolü

Cemaat ve tarikatlar, Türkiye toplumunun dinî hayatında tarihsel olarak önemli bir yere sahiptir. Osmanlı’dan bu yana, bu yapılar bireylerin manevî gelişimini desteklemek, yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek amacı gütmüştür. Ancak modern Türkiye’de cemaatlerin büyüyerek kurumsallaşması ve ekonomik alanda etkinlik kazanmaları, bu yapıların asli görevlerinden uzaklaştığını ve görünmeyen bir güç savaşının tarafları haline geldiğini göstermektedir.

2. Liderlik Krizleri: Nedenleri ve Sonuçları

Birçok dini yapı, liderlerin karizmatik otoritelerine dayanır. Ancak bu liderlerin vefatı veya etkisinin azalması, genellikle iç çekişmeleri ve iktidar mücadelelerini beraberinde getirir. Bu durum, hiyerarşik yapılarda bir bozulma yaratır ve tabanda kafa karışıklığına neden olur. Menzil, Süleymancılar ve Gülen Cemaati gibi yapılarda görülen ayrışma ve çatışmalar, dini bir kimlikten ziyade dünyevi hedeflerin öne çıktığının bir göstergesidir.

3. Ekonomi ve Siyasetle İlişkiler

Güç mücadelesi yürüten bu yapıların ekonomi ve siyasetle yoğun bağlantıları bulunmaktadır. Himmet adı altında toplanan kaynakların yönetimi ve siyasetteki etkinlik, bu yapıların sadece dini bir hareket olmaktan çıkıp, toplumsal ve politik bir güce dönüşmesini hızlandırmıştır.


STRATEJİK BAKIŞ

1. İslam’ın Temsili Krizi

Türkiye’nin çok sayıda ülkeye örnek teşkil eden dini yapılarının bu çekişmeleri, İslam’ı evrensel bir barış dini olarak temsil etme iddiasının önünü tıkamaktadır. Batı’daki önyargıları kırmak ve İslam’ın evrensel mesajını yaymak yerine, bu kavgalar İslam’ın şiddet ve kaos ile anılmasına zemin hazırlamaktadır.

2. Toplumsal Bölünmüşlük ve Güvensizlik

Cemaatler ve tarikatlar arasındaki çatışmalar, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek bireyler arasındaki güveni sarsmaktadır. Bu durum, sadece dini alanlarda değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da zayıflatmaktadır.

3. Devlet ve Dini Yapıların Etkileşimi

Devletin bu yapılarla olan ilişkisi, bu güç mücadelelerinin hem kaynağı hem de çözümü olabilir. Şeffaf bir denetim ve hukuki altyapı ile bu yapıların daha hesap verebilir hale getirilmesi önemlidir.


MİSTİK BAKIŞ

1. İhlas ve Uhuvvetin Eksikliği

İslam dininin merkezinde ihlas (samimiyet) ve uhuvvet (kardeşlik) yer alır. Ancak, bu yapılarda gözlemlenen gücün ve malın öne çıkması, bu temel özelliklerin unutulduğunu göstermektedir. Hz. Muhammed’in (sav) “Emin” (güvenilir) vasfını model alan bir yapının bu çekişmeleri yaşaması, İslam’ın özüne ters düştüğünü gözler önüe seriyor.

2. Makam ve Mevki Sevdası

İslam’da makam ve mevki güce ulaşma aracı olarak görülmemelidir. Ancak, görülen tablo, bu yapıların asli hedeflerinden saparak, çok daha dünyevi bir eksene kaydığını ortaya koymaktadır.

3. Hz. Muhammed’in Manevi Ruhu

Bir cemaat ya da tarikat, Hz. Muhammed’in özüne uygun bir yapıya sahip olmadığında manevi çöküşün eşiğine gelir. Manevi özü kaybeden yapıların, insani çekiciliğini de kaybettiği bir gerçektir.


SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Cemaatler ve tarikatlar arasındaki görülen güç mücadeleleri, Türkiye’nin dini yapılarını derin bir krize sürüklemektedir. Bu kriz, sadece dini bir sorun olmaktan çıkıp, toplumsal, ekonomik ve siyasi alanlarda da etkisini göstermektedir. İslam’ın özüne dönüş, samimiyet ve ihlas ile mümkün olabilir. Ancak bu yapıların şeffaflaşması ve hesap verebilir bir yapıya kavuşmaları, uzun vadeli bir çözüm için elzemdir.

Odatv ve Aydınlık Haberleri Müslümanları Uyandırabilir mi?

Odatv.com ve Aydınlık Gazeteleri'nde yer alan haberler analiz edildiğinde Türkiye'deki müslümanların derinlemesine bir tefekküre ihtiyacı olduğu aşikar değil mi?

İşte o haberlerden bir kaçı:

Menzil’de Gerilim Tırmanıyor: Cemaatteki Bölünme Derinleşiyor

Serhendi-Semerkand Çatışması Büyüyor

Menzil Cemaati lideri Abdülbaki Erol’un vefatının ardından, cemaat içerisinde başlayan bölünme giderek derinleşiyor. Cemaatin Serhendi ve Semerkand olarak ikiye ayrılması, mülk paylaşımı ve ibadet alanları üzerinde yaşanan tartışmaları beraberinde getirdi. Serhendi Vakfı sözcüsü Rağıp Elhüseyni, Semerkand tarafına yönelik sert açıklamalarda bulunarak, "Bunlar cami avlusuna işediler," ifadelerini kullandı.

Mal Paylaşımı Tartışmaları

Abdülbaki Erol’un oğulları arasında başlayan bölünme, mülk paylaşımı üzerinden büyüyen bir krize dönüştü. Serhendi Vakfı lideri Muhammed Saki Erol ile Semerkand Vakfı lideri Muhammed Mübarek Erol’un cemaat mülklerini kullanma konusundaki anlaşmazlığı, iki grup arasında gerginliğe neden oldu. Özellikle ibadet alanlarına yapılan inşaat girişimleri, krizi daha da derinleştirdi.

Serhendi Vakfı sözcüsü Rağıp Elhüseyni, Semerkand üyelerinin ibadet alanlarına müdahalesine tepki göstererek, "Devletin ilgili mercileri harekete geçmeli. O kadar arazileri var, neden burayı seçtiler?" açıklamasında bulundu.

Jandarma Müdahale Etti

Menzil köyünde artan gerginlik nedeniyle olay yerine çok sayıda jandarma sevk edildi. İki grup arasında çıkan kavgaya müdahale eden güvenlik güçleri, olayların daha fazla büyümesini engelledi. Görgü tanıkları, inşaat alanında Semerkand üyelerine yönelik sert tepkiler olduğunu ve bir cemaat üyesinin, "Kavga çıktı," diyerek diğer üyeleri uyardığını belirtti.

Cemaatteki Bölünme Sürecinin Arka Planı

Menzil Cemaati’nin liderlik yapısındaki değişim, bölünmeyi kaçınılmaz hale getirdi. Serhendi Vakfı’nın bağımsız bir yol izlemesi, cemaat içerisindeki taht kavgasını su yüzüne çıkardı. Öte yandan, bölünmenin sadece mülk paylaşımıyla sınırlı olmadığı, cemaatin dini ve sosyal etkinliklerinde de ayrışmaların yaşandığı ifade ediliyor.

Devlet Müdahalesi Gündemde

Serhendi Vakfı sözcüsünün, “Devletin ilgili mercileri harekete geçmeli,” çağrısı, yaşanan krizle ilgili hukuki bir çözüm arayışını da gündeme getirdi. Cemaat içerisindeki bu tür gerginliklerin, toplum üzerindeki etkileri nedeniyle daha geniş bir kamuoyu tartışması başlatabileceği belirtiliyor. (Odatv)


FETÖ'de Güç Mücadelesi Büyüyor: İcra Heyeti İçerisinde Çatışma

Örgüt Liderinin Ölümüyle İpleri Kopartan Mücadele

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in vefatının ardından örgüt içindeki çatışmalar ve güç mücadelesi yoğunlaşmaya başladı. Gülen’in yerine geçecek liderin belirlenememesi, örgüt yönetiminde bölünmelere neden oldu. Gülen’in ölümünün ardından, 12 kişilik İcra Heyeti geçici liderlik görevini üstlendi ancak bu geçici yönetim içindeki kavgalar ve çıkar çatışmaları, örgüt tabanında güvensizlik yarattı.

Yönetimde Belirsizlik Hakim

İcra Heyeti, Abdullah Aymaz, Naci Tosun, Şerif Ali Tekalan, Barbaros Kocakurt, Mehmet Vehbi Yavuzlar gibi isimlerden oluşurken, özellikle Abdullah Aymaz ve ekibi liderlik mücadelesinde ön plana çıkıyor. Heyet içinde alınan kararların sürekli sorgulanması, karar mekanizmasında aksaklıklara neden oluyor. Ayrıca, tabandan gelen desteklerin azalması nedeniyle örgütün mali kaynaklarında da ciddi sorunlar yaşandığı belirtiliyor.

Himmet Oranları Artırılıyor

Üst yönetimdeki güçlü kanat, yaşanan mali sıkıntıları çözmek için "himmet" oranlarını artırma kararı aldı. Ancak bu durum, örgüt tabanında tepkiyle karşılandı. Özellikle İcra Heyeti’nin Gülen’in vasiyetine aykırı davranarak heyette gençleşmeye gitmemesi ve farklı milliyetlerden isimlere yer vermemesi, örgüt içindeki güven krizini daha da derinleştirdi.

Gülen’in Vasiyeti Yok Sayıldı

Fetullah Gülen, vefatından önce örgüt yönetiminde gençleşme ve çeşitlilik sağlanması gerektiğini belirtmişti. Ancak mevcut heyet, bu talimatları uygulamaktan kaçınarak güçlerini korumayı tercih etti. Bu durum, örgüt içindeki tansiyonu yükseltirken İcra Heyeti’nin karar alma süreçlerinde ciddi sıkıntılar yaşanmasına yol açtı.

Mustafa Özcan ve Ekrem Dumanlı Etkisi

İcra Heyeti’ne katılmayan Mustafa Özcan, Abdullah Aymaz ve ekibinin etkili olduğu bir ortamda bulunmayı reddetti. Heyete sonradan dahil edilen Ekrem Dumanlı’nın ise beklenen etkiyi yaratmadığı ve örgüt içinde itibar görmediği ifade ediliyor. Bu gelişmeler, İcra Heyeti’nin taban üzerindeki otoritesini daha da zayıflattı.

Yeni Atamalar Tartışma Yarattı

2025 yılı için ülke sorumlularının atanması süreci de örgüt içinde büyük tartışmalara neden oldu. Atamaların İcra Heyeti tarafından yapılacağı açıklanırken, bu süreçte gruplaşmaların ve çekişmelerin etkili olduğu belirtiliyor. Bazı isimlerin kendilerine yakın kişileri kritik pozisyonlara getirmek için çaba harcadığı ifade edilirken, bu durum toplantılarda ciddi gerginliklere yol açtı.

Şubat 2025 Değişiklikleri Bekleniyor

İcra Heyeti’nde Şubat 2025’te değişiklikler yapılacağı belirtiliyor. Ancak bu değişikliklerin örgüt içindeki güvensizlik sorunlarını ne ölçüde çözeceği belirsizliğini koruyor. (Odatv)

Süleymancılar Arasındaki Gerilim Tırmanıyor: 'Baba' Filminden Göndermelerle Yeni İddialar

Denizolgun'dan Sert Çıkış

Süleymancılar cemaati içinde yaşanan liderlik kavgası yeni bir boyut kazandı. Cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu Fatih Süleyman Denizolgun, yaptığı bir paylaşımda, "Baba" filminden bir sahneye atıfta bulunarak bazı AKP'lilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ihanet ettiğini ileri sürdü. Denizolgun’un, "Film sahnesi deyip geçmeyin" diyerek yaptığı paylaşım, tartışmaları daha da alevlendirdi.

Liderlik Kavgası Devam Ediyor

Fatih Süleyman Denizolgun ile cemaatin mevcut lideri Alihan Kuriş arasındaki gerilim, cemaat içinde büyük bir bölünmeye yol açtı. Denizolgun, yaptığı açıklamalarda "Sollozzo" karakterine atıfla bazı AKP’lilerin gizli ajandalarla hareket ettiğini ve devasa para kaynaklarıyla siyasete yön vermeye çalıştıklarını iddia etti.

Denizolgun'un Paylaşımı ve "Türk" Karakteri

Denizolgun’un paylaşımında, Baba filmindeki "Virgil Sollozzo" karakteri üzerinden yapılan göndermeler dikkat çekti. Filmde uyuşturucu işinde "Türk" lakabıyla bilinen Sollozzo karakterine vurgu yapılarak, bu karakterin devletin aleyhine hareket eden bir figür olarak tanıtıldığı belirtildi. Denizolgun, bu bağlamda, Erdoğan’a zarar verme niyetinde olan kişilere dikkat çekti.

Cemaatte Liderlik ve Bölünme

Süleymancılar cemaati içinde liderlik mücadelesi, cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın ölümünden bu yana devam ediyor. Fatih Süleyman Denizolgun ve Alihan Kuriş arasında süren bu çekişme, yalnızca cemaatin liderlik yapısını değil, aynı zamanda cemaat içindeki destekçilerin de kutuplaşmasına yol açtı.

Cemaatin Geleceği Belirsiz

Liderlik mücadelesi ve Denizolgun’un açıklamaları, Süleymancılar cemaatindeki bölünmeyi derinleştirdi. Cemaatin geleceği ve iç dinamiklerin nasıl şekilleneceği merak konusu.

Fatih Süleyman Denizolgun: Süleymancılar İçinde Mafyatik Rizeli Hocalar Çetesi

Çarpıcı Açıklamalar

Süleymancılar cemaati liderliğiyle bağlantılı tartışmalara bir yenisi eklendi. Eski AK Parti Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun, cemaat içinde "Mafyatik Rizeli Hocalar Çetesi" olarak tanımladığı bir yapılanmanın varlığını açıkladı.

Denizolgun, bu çetenin cemaat kaynaklarını kişisel menfaatleri için kullandığını ve içlerinde eski bir milletvekili ile müftünün de bulunduğunu iddia etti.

"Hocalar Çetesi"nin İddia Edilen Üyeleri

Denizolgun, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda çetenin öne çıkan isimlerine dair ipuçları verdi. Bu kişiler arasında hocalık, idarecilik ve yurtdışı görevlerde bulunmuş figürler yer alıyor. İddialara göre, bu kişiler hem cemaatin parasını yönetmiş hem de mafyatik ilişkiler kurarak güçlerini pekiştirmiş.

Çete Üyelerinin Faaliyetleri

Fatih Süleyman Denizolgun’un açıklamalarında şu detaylar dikkat çekiyor:

  • Beytülmal Soygunu: Çetenin cemaat parasını yasa dışı faaliyetlerde kullandığı iddia edildi.
  • Uyuşturucu ve Mafya Bağlantıları: Çete üyelerinin karanlık işlere bulaştığı ileri sürüldü.
  • Yurtdışı İdarecilik: Özellikle "Har..." isimli bir kişinin yurtdışında çeşitli görevlerde bulunduğu belirtildi.

"Burçlar Aleyhlerine Döndü"

Denizolgun, bu kişilerin metafizik konularla ilgilendiğini ancak artık güçlerini kaybettiklerini ifade etti. "Mafyatik Rizeli Hocalar Çetesi" üyelerinin fırsatları kaçırdığı ve kendilerini köşeye sıkıştırdığı değerlendirmesini yaptı.

Cemaatte Derin Çatışma

Süleymancılar cemaati içinde yaşanan bu tür çatışmalar, liderlik yapısındaki sorunların yanı sıra cemaatin güvenilirliğini de zedeleyen önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. (Aydınlık)

www.yerelgundem.com