Osman Kavala’dan Sonra Demirtaş, Şimdi de Ekrem İmamoğlu: Adalet mi, Siyasi Mühendislik mi?

Türkiye’de yargı ve siyaset tartışmaları yeniden alevlendi. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Ekrem İmamoğlu davaları üzerinden yürütülen siyasi hesaplar, halkın gerçek sorunlarını gölgede bırakıyor. Adalet ve özgürlük söylemleri, sadece belirli gruplar için mi geçerli? Türkiye eski düzenine mi dönecek?

Osman Kavala’dan Sonra Demirtaş, Şimdi de Ekrem İmamoğlu: Adalet mi, Siyasi Mühendislik mi?

YUSUF İNAN YAZDI...

Osman Kavala’dan Sonra Demirtaş, Şimdi de Ekrem İmamoğlu: Adalet mi, Siyasi Mühendislik mi?

Büyük Türkiye hayalini kuranlar için umut, yine büyük bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Türkiye, ekonomik zorluklar ve bölgesel tehditlerle mücadele ederken, gerçek meseleler bir kenara bırakılıp siyasi hesaplarla gündem belirleniyor. 86 milyon insanın sıkıntıları karşısında sessiz kalanlar, siyasi hamlelerle yargıyı manipüle edip Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı halk tabanında tepki oluşturmak için uğraşanlar, konu Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Ekrem İmamoğlu olunca ortalığı ayağa kaldırıyor.

Sokak başında sahipsiz bir kedi ya da köpeğe duyarlılık gösterenler, 7 yıldır Ukrayna’da savaşın gölgesinde ölümle burun buruna büyüyen Elif ve Ayşe gibi Türk ve Müslüman çocukları umursamadı. Onların hakları için sokağa çıkan, sosyal medyada kampanyalar düzenleyen birilerini gördük mü? Hayır. Ama mesele, belli başlı siyasi figürler olunca kıyamet kopuyor.

CHP’liler, sokakları hareketlendirmiş durumda. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun ailesini ziyaret ederek desteğini gösterdi. Kendisinden önce Kemal Kılıçdaroğlu da aynı yolu izlemişti. Yani değişen bir şey yok. Sadece yeni bir aktör ve yeni bir senaryo var.

Terazinin bir kefesinde 86 milyon Türk milleti duruyor. Diğer kefesinde ise bir avuç siyasi figür: Ekrem İmamoğlu, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş…

Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa.

İlkesiz Siyaset ve Çifte Standart

Demokrasi, adalet, özgürlük kavramları, belirli bir kesimin tekeline mi girdi? CHP zihniyetine göre özgürlük ve demokrasi sadece belirli isimler için mi geçerli? 86 milyon insanın adalet arayışı, geçim derdi, milli bağımsızlık kaygıları neden kimsenin umurunda değil?

CHP’ye gönül veren samimi insanlar için üzülüyorum. Çünkü onların hayalini kurduğu özgürlük ve demokrasi, bizzat kendi yöneticilerinin ikiyüzlü politikalarıyla çiğneniyor.

Kendi haklarını ve özgürlüklerini savunurken en sert söylemleri dile getirenler, kendilerinden olmayanlara en ufak bir hak bile tanımıyor. Özgürlük istiyorlar, ama sadece kendileri için.

Siyasi Çıkar ve Algı Yönetimi

Bugün CHP yönetimi, sokağa çıkma çağrıları yapıyor. Üniversite öğrencileri eyleme davet ediliyor. İstanbullular Saraçhane’ye çağrılıyor. Ama bu çağrılar, adalet arayışıyla mı yapılıyor, yoksa siyaseti dizayn etme çabasıyla mı?

Demirel ne güzel söylemiş: “Sokaklar yürümekle aşınmaz…”

Ancak bir gerçeği hatırlamak lazım: Bu millet, CHP iktidarını, tek parti dönemini, İnönü rejimini gördü. O baskıcı günlerden kaçıp Ak Parti’ye sığındı. Bugün ise Ak Parti’den kaçıp eski tek adam düzenine mi dönecek?

Gerçekten CHP’liler bunu mu hayal ediyor?

Sonuç: Eski Türkiye’ye Dönüş Hayali ve Gerçekler

Belli bir kesimin böyle bir hayali var, ancak bunun gerçekleşme ihtimali yok. Türk milleti, bir kez daha o kıskaca girmeyecek. Türkiye, geçmişin hatalarından ders aldı. Halk, ne siyasi mühendislik oyunlarına ne de yargı üzerinden yürütülen algı operasyonlarına prim vermeyecek.

Gerçek değişim, sahada, üretimde, bilimde ve teknolojide olur. Kendi siyasi hesaplarını halkın geleceğinin önüne koyanlar, bunu bir gün anlamak zorunda kalacak.

YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH

Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected] 

Web: www.yerelgundem.com