Trump’ın “Cennete Gitme” Kampanyası: İslam İnancı ve Dünya Basını Işığında Derin Analiz
Trump’ın “Cennete gitmeyi denemek istiyorum” başlıklı bağış kampanyası, İslamî öğreti (Kur’an, hadis) ve Risale-i Nur perspektifiyle inceleniyor; ABD, Avrupa, Türkiye, Arap dünyası, Rusya ve İsrail medyasındaki yansımalarla etik ve siyasal iletişim boyutları değerlendiriliyor.

YUSUF İNAN YAZDI...
Trump’ın “Cennete Gitme” Kampanyası: İslam İnancı ve Dünya Basını Işığında Derin Analiz
Kampanyanın Çıkış Noktası: “Cennete Gitmeyi Denemek İstiyorum”
ABD Başkanı Donald Trump, destekçilerine gönderdiği e-postalarda “Cennete gitmeyi denemek istiyorum” başlıklı bir bağış çağrısı yaptı ve 24 saatlik bir maratonla 15 dolarlık katkı talep etti. Mesajlarında, uğradığı suikast girişiminden “ilahi bir müdahale” ile sağ çıktığını, Beyaz Saray’a dönüşünü de “görev çağrısı” olarak gördüğünü vurguladı. Bu dil, ABD’de din-siyaset ilişkisinin sınırlarını yeniden tartışmaya açarken, Trump’ın şahsi ahiret vurgusunu kampanya ritüellerinin merkezine yerleştirdi.
İslam’a Göre Cennete Gitmenin Esasları
İslam inancında cennet; parayla, nüfuzla veya pazarlıkla değil, iman ve salih amel ile kazanılır. Kur’an-ı Kerim’de imanla birlikte anılan iyi işler (salih amel), cennetin anahtarı olarak zikredilir. Nahl 16/97, “iman edip salih amel işleyenlere dünya ve ahirette güzel bir karşılık” vaat eder; Saff 61/10-12, Allah ve Resulüne imanla beraber mallarla ve canlarla gayret göstermeyi bağışlanma ve cennetle ilişkilendirir. Hadislerde de dengeleyici bir ilke öne çıkar: Hiç kimse “sadece ameliyle” cenneti hak etmez; Allah’ın rahmeti esastır. Öte yandan sadaka ve infak, “suyun ateşi söndürmesi gibi günahları söndürür” diye övülür; fakat bütün bu ameller ihlâs (saf niyet) taşıdığı ölçüde değer kazanır. Şuara 88-89’da hatırlatıldığı gibi, “O gün ne mal fayda verir ne evlat; ancak Allah’a arınmış bir kalple gelen kurtulur.”
Risale-i Nur Perspektifi: İhlâs ve Kulluk Merkezli Yol
Bediüzzaman Said Nursî’nin veciz ifadesiyle, “Cennet ucuz değil; Cehennem dahi lüzumsuz değil.” Külliyatta cennetin yolu; tevhid, ibadet, ahlâk ve sabırla yürünür. “İhlâs Risalesi”nde, amellerin ruhu olan ihlâsın zedelenmesi, ibadetin sevabını kıran en kritik risklerden sayılır. Bu bakış, dini sembol ve vaatlerin dünyevî menfaate (şöhret, oy, bağış) araç kılınması hâlinde ortaya çıkabilecek “riya” tehlikesine karşı güçlü bir uyarıdır. Risale-i Nur çizgisi, Allah’a iman edenin O’na itaat edeceğini; bu itaatin de en doğru, kısa ve selametli yolunun Peygamber Efendimiz’in sünnetini esas alan kulluk olduğunu vurgular.
ABD ve Avrupa Medyasındaki Yankılar
ABD medyasında kampanya dili, kimi yayınlarda “sınırları zorlayan” ve dindar tabanı duygusal mobilizasyona çağıran bir taktik olarak okundu. Bazı Hristiyan yorumcular “cennetin bağışla satın alınamayacağı”nı hatırlatırken, evanjelik çevrelerde Trump’ın söyleminde “samimi bir manevi arayış” emaresi görenler de oldu. Avrupa’da ise başlıkta “cennet” ifadesinin politik pazarlama mantığıyla çarpıcı bir “tetikleyici” olarak seçildiği; fakat seküler okurlarda ters etki yaratabileceği yorumları öne çıktı.
Türkiye ve Arap Dünyasının Tepkileri
Türkiye’de konu, Trump’ın suikasttan kurtuluşunu “ilahi işaret” saydığı ve bağışı bununla ilişkilendirdiği vurgusuyla işlendi; kimi muhafazakâr kalemler, dini duyguların siyasi bağışa alet edilmesi ihtimaline dikkat çekti. Arap medyasında haber, “din ile siyasetin iç içe geçtiği yeni bir eşik” olarak sunuldu; bir yandan mizahi başlıklar görülürken öte yandan “imanın bağışla satın alınamayacağı” değerlendirmeleri paylaşıldı.
Rusya ve İsrail Basınındaki Yansımalar
Rusça yayınlar olayı “ABD siyasetinde dinin araçsallaştırılması”nın çarpıcı bir örneği olarak aktardı; 15 dolarlık çağrı ayrıntılı biçimde işlendi. İsrail ve Yahudi-Amerikan basınında ise analizler, Trump’ın dindar retoriğini evanjelik tabanı konsolide etme stratejisi ve uluslararası dosyalara (ör. barış vaadi) atıfla ele aldı; kimileri bunu hem dünyevî (ödül, oy) hem uhrevî (cennet) bir “kazanım anlatısı”na bağladı.
İslamî Etik Açıdan Değerlendirme: Niyet, Riya ve “Pazarlama Dili”
İslam’da amellerin kıymeti niyet ile ölçülür. Dini ve uhrevî bir vaadin bağış/performans hedefleriyle yan yana kurgulanması, amelin sevabını zedeleyebilecek “riya” riskini büyütür. Sadaka kıymetlidir; fakat Allah rızası için verildiğinde. “Cennete gitme” gibi ebedî bir hakikati kampanya retoriğiyle “satın alınabilir” bir sonuç gibi sunmak, İslamî ölçülerle isabetli değildir. Neticede, iman ve kulluk hattı olmaksızın ne zenginlik ne de güç bir kimseye uhrevî ayrıcalık sağlar.
“Trump Nasıl Cennete Gider?” İslam İnancına Göre Yol Haritası
-
Tevhid ve İman: Allah’ın birliğine şirk koşmadan inanmak; Hz. Muhammed’in peygamberliğini tasdik etmek; ahirete ve ilahî adalete iman.
-
Farz İbadetler ve Ahlâk: Namaz, oruç, zekât, hac gibi farzları ifa; kul hakkına riayet; adalet, merhamet, doğruluk ve emanete sadakat.
-
İhlâs ve Tevbe: Gösterişten uzak, Allah rızasına odaklanan bir kulluk; günahlardan dönüp ısrar etmemek.
-
Toplumsal Sorumluluk: Mazlumun yanında olmak; ifsad değil ıslah için çalışmak; söz ve icraatta adaleti gözetmek.
-
Rahmete Sığınmak: “Amel” vazgeçilmezdir; fakat sonuç Allah’ın rahmet ve lütfuna bağlıdır. Kibir değil tevazu; kibir, kurtuluşun önündeki en büyük perdelerden biridir.
Siyasî İletişim Açısından Neden İşliyor?
Dini referanslar, ABD’de özellikle muhafazakâr seçmende ahlâkî güven ve “kader anlatısı” üretir. “İlahi koruma” ve “görev çağrısı” söylemi, lider-özdeşleşmesini kuvvetlendirir. Ancak aynı dil, seküler kitlelerde ve din-devlet ayrımına hassas çevrelerde ters tepki üretebilir; “metafiziğin bağışa çevrilmesi” etik tartışmaları büyütür. Uluslararası izleyicide genel eğilim, bu söylemi “seçim ekonomisi”nin bir parçası olarak okumak yönündedir.
Sonuç: Cennet Pazarlık Konusu Değil, Rahmetin Lütfudur
İslamî ölçülerle bakıldığında, cennet yolunun işaretleri bellidir: tevhid, ihlâs, salih amel ve kul hakkına riayet. Bağış değerli olabilir; fakat Allah rızası için verildiğinde ve ihlâsla yapıldığında. Cennet ne bir kampanya hedefi ne de bir “butona basınca” kazanılacak ödüldür; Allah’ın rızasına eren kullara lütfedilecek ebedî mükâfattır. Bu hakikati hatırlamak, siyasî retoriğin cazibesine kapılmadan, din dilinin yüceliğini korumak açısından hayati önem taşır.
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com